Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ali Osman Özcan, “Ereğli’nin nüfusu 106 bindir. 106 bin nüfuslu bir yer mutlaka bir üniversite hak eder. Eğer verilmiyorsa, bilmem ne deniyorsa, orada siyasi oyun var demektir. Ereğli üniversiteyi kaldırabilir. Üniversite demek, bacasız fabrika demektir.” dedi.
17 Mart 2013 01:32
Kdz. Ereğli Tarih, Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği tarafından düzenlenen ‘Kdz. Ereğli Tarihi ve Kültürü’ konulu konferansa Zonguldaklı Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ali Osman Özcan, onur konuğu ve konuşmacı olarak katıldı. Konferansın başında, açılış konuşmasını yapan Kdz. Ereğli Tarih, Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Yıldırım Merkan, 26 yıllık bir geçmişe sahip olan derneklerinin, bugüne dek yürüttüğü çeşitli çalışmalar hakkında bilgi verdi. Derneğin İkinci Başkanı Gürdal Özçakır da, Prof. Dr. Ali Osman Özcan’ın özgeçmişi ve kitapları hakkında bir sunum yaptı.
Konferansta konuşan Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ali Osman Özcan, genel tarih kitaplarında Kdz. Ereğli hakkında yer alan bazı bilgilerin insanları tatmin etmekten uzak olduğunu belirtti. Bir bölgede yaşayan insanların, o toprakların geçmişini, daha önce neler yaşandığını ve geçmiş kültür öğelerini, geleceğe daha iyi bakabilmek için merak etmesinin olağan olduğunu dile getiren Özcan, Kdz. Ereğli’nin geçmişten bu yana İstanbul ile bağını hep sıkı tuttuğunu, Doğu ile değil, daha çok Batı’ya yöneldiğini söyledi. Özcan, “Ereğli’nin Batılı olmaya heveslendiğini, daha iyiyi istediğini, daha iyiyi isteyen insanların bulunduğunu söylemek mümkündür. Ereğli’nin tarih boyunca değişmeyen bir tek özelliği vardır: İstanbul ile bağını hiçbir zaman koparmamıştır. İstanbul’daki yenilik Ereğli’ye gelmiştir.” dedi.
“HERKÜL YAĞMACIYDI” Ereğli’yi Yunanlıların kurduğu ve bu topraklarda sanki Türklerin hiçbir şey yapmadıklarına dair olan algıyla mücadele ettiğini anlatan Özcan, Cehennemağzı Mağaraları ve Herkül-Kerberos Efsanesi’ne de değindi. Özcan, şu görüşlere yer verdi: “Cehennem Arapça bir sözdür. Ağzı da Türkçe’dir. Yunanca değildir. Yunanca’da cehennemin adı Hades’tir. Kerberos diye bir köpeğin yaşadığı, Herkül’ün geldiği ifade edilir. Herkül’ün burada işi nedir? Herkül yağmacıdır. Bildiğimiz bir şey var ki, Herkül buradan aldığı köpeği bir tapınak rahibine götürmüştür. Yani köpek burada kalmamıştır. Şimdi, benim köpeğimi bile çalan adama ben nasıl güveneceğim, bu bana nasıl kültür getirecektir diye düşünmek gerekir. Atlarıyla gömülen tek millet olan İskitler de bu bölgede yaşamışlardır. Ereğli’de Yalı Caddesi’ndeki yıkılan tarihi duvarları kimlerin yaptığını araştırdığınızda, Yunanlıların yaptığı söylenir. Yunanlılar yapmamıştır. Yunanlılar yağmalamaya gelmişlerdir. Ereğli’yi kuran Megara kavmi Yunanlı değildir. İstanbul’u da onlar kurmuşlardır ve Megara kavmi, Yunanlılarla savaşan bir topluluktur.”
“EREĞLİ FETHEDİLMEDİ, HEDİYE EDİLDİ” İlçenin tarihi konusundaki bir başka yanlışlığı düzeltmek istediğini ifade eden Prof. Dr. Özcan, “Osmanlı’nın Ereğli’yi ne zaman aldığı soruluyor. Osmanlı Ereğli’yi almamıştır. Selçuklu Sultanı, Ertuğrul Gazi’ye Bitinya bölgesini hediye etmiştir. Bitinya bölgesi de, Filyos Çayı’nın Batısından Ankara, Bilecik tarafları ve Bizans’a ait Kocaeli bölgesi dışındaki topraklardır.” diye konuştu. Zonguldak bölgesindeki yerleşim yerlerinin isimlerinin tümüyle Türkçe olduğuna dikkat çeken Özcan, ancak bölgede yer yer Frig mimarisi örneklerine rastlandığını söyledi. Özcan, “İstiklal Savaşı’nda en fazla şehit veren bölgelerden biri de bu bölgedir. Çok eskiden bu yana insanların yerleştiği bir bölgede yaşıyoruz. Ereğli de, tıpkı takip ettiği İstanbul gibi büyük şehir olma peşindedir. Ama olmuş mudur? Umutları vardır. Ve Ereğlili, bu umutlarının üzerine hep soğuk su içmek zorunda bırakılmıştır. Elinde olan açık seçik başka taraflara alınmak istenmektedir ve bu da bizi üzmektedir.” dedi.
“EREĞLİ ÜNİVERSİTEYİ KALDIRABİLİR” Ereğli’nin üniversite konusundaki beklentisine ilişkin görüşlerini de açıklayan Prof. Dr. Özcan, şöyle dedi: “Bir bölgenin nüfusunun yüzde 15’i, ilköğretimden yükseköğretime kadar olan dönemde, eğitim hayatıyla ilişkilidir. Ereğli’nin nüfusu 106 bindir. 106 bin nüfuslu bir yer mutlaka bir üniversite hak eder. Yüz binin üzerinde bir nüfus, yüzde 15’i en az 15 bin kişi eder. Ülkedeki bazı üniversitelerde 5-10 bin öğrenci var. Ereğli üniversitesini hak eder. Eğer verilmiyorsa, bilmem ne deniyorsa, orada siyasi oyun var demektir. Ereğli üniversiteyi kaldırabilir. Üniversite demek, bacasız fabrika demektir. Türkiye’de 170’e yakın üniversite var. Ben istiyorum bin… Ukrayna dediğimiz yer, Türkiye kadardır. 278 tane üniversitesi var. Güney Kore’nin 258 üniversitesi var, 50’si devletin, 208’i şirketlerindir. Ve Güney Kore’nin nüfusu 44 milyondur. 44 milyonluk ülkenin 258 üniversitesi var. Ayrıca ülkemizde üniversite sınavları yapılıyor. Çok üniversite açarsanız, üniversiteye sınavlarla insan almanıza gerek kalmaz. Başka ülkelerde, Amerika’da, üniversite sınavları yapılmıyor. Neden Türkiye’de yapılıyor? Kalite düşer diyenler var. Kaliteyi, sizin yetiştirdiğiniz insanlar ortaya koyar.”
“ZONGULDAK’I MAMUR EDECEK BİRİSİNE İHTİYACIMIZ VAR” Ereğli’deki bir camide ismi bulunan Ali Molla’nın bir zorba olduğunu ve geçmişte Ereğli müftüsünün evini basarak müftüyü öldürdüğünü açıklayan Özcan, Ali Molla’nın sonradan hayır-hasenat işlerine döndüğünü dile getirdi. Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kdz. Ereğli Tarih, Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği’nin ve Ereğli Belediyesi’nin, bir tek şeyle ilgisinin olmasını istiyorum: Siyasette söz sahibi olmak. Bilimin yaptırım gücü yoktur. Derneklerin de yaptırım gücü yoktur. Paranın başında olanlar başkadır. Bugün öyle şirketlerimiz vardır ki, servetleri Osmanlı padişahlarınınkinden çok daha fazladır. En zengin işadamlarının olduğu söylenen illerimizden birisi Kayseri’dir. Görüyorsunuz ki bugün Cumhurbaşkanımız Kayserilidir. Isparta’yı da birisi mamur etmiştir. Malatya’yı da birisi mamur etmiştir. Bizim de Zonguldak’ı mamur edecek birisine ihtiyacımız vardır.
Osmanlı Çileğinin yok olmak üzere olduğu söylendi. Çilek yoksa, eriğimiz var. Dünya üzerinde eriğin her türlüsünün olduğu tek yer Zonguldak bölgesidir. Elmanın, armudun her çeşidi vardır. Her türlü meyve yetişir. Ancak bize, tarımda çalışmanın, toprakla uğraşmanın kötü olduğu gibi yanlış bir düşünce aşılandı. Ve topraktan kaçan bir nesil yetişti. Ereğlili, Zonguldaklı olup başka yerlerde yaşayan memleketlilerimizden faydalanabilmemiz gerekiyor.”
“ALAPLI’DA DEMİR MADENİ BULUNABİLİR” Ereğli’de demir-çelik fabrikasının kurulu olduğuna atıfta bulunan Prof. Dr. Özcan, “Alaplı’nın diğer adı Samako’dur. Samako, demir madeninin olduğu yer demektir. Dışarıdan demir minerali getirilecekse hiç gitmeye gerek yok. Rahatlıkla Alaplı’da o demir madenini bulursunuz. Osmanlı işletmiştir. Burada Osmanlı’nın top dökecek, tüfek yapacak tesisleri de vardı. Demir madenini ithal etmiyordu. Kültürümüzü biraz bilirsek, başkalarına da muhtaç olmamıza gerek kalmaz.” diye konuştu.
Türklerin geçmişiyle ilgili çeşitli bilgiler de veren Özcan, et, süt ve yoğurt tüketiminin tüm dünyaya ve insanlığa Türklerin mirası olduğunu dile getirdi. Nevruz kutlamasının da Türklere ait olduğunu açıklayan Özcan, Türklerin dil,, yaşayışları, yerleşim yerleri, yerleşim yerleri isimleri ve bazı sözlerin kökenleri ile ilgili olarak bilgiler verdi.
