CHP Cezaevleri İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel, Muğla Milletvekili Nurettin Demir ile CHP Ordu Milletvekili İdris Yıldız, CHP Bursa Milletvekilli Kemal Ekinci, CHP Sinop Milletvekili Engin Altay 21 Mart Perşembe günü Silivri Cezaevi’ni ziyaret ederek, Ergenekon Davası tutukluları ile görüştü ve çeşitli incelemelerde bulundu. CHP heyeti sanıklara yaptıkları ziyarette, hem dava sürecini hem de mütalaa hakkındaki görüşlerini sordu ve bunları kağıda döktü.
ODA TV’nin, CHP heyetinin yaptıkları görüşmelerde tuttukları notlardan derlediği habere göre, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal komisyon üyelerinin ziyaretinde ülkeye hizmet etmekten başka bir şey yapmadığını söyledi. Haberal, dava iddianamesinin fotokopisinin alınarak mütalaaya dönüştürüldüğünü ifade ederek, “Bir doktor bir mühendis, herhangi bir meslek mensubu hata yaptığında hesap sorulabiliyor; fakat bir hukukçu yanlış yaptığında hesap sorulamıyor.” görüşlerine de yer verdi.
Komisyon üyelerinin notlarına göre Haberal o görüşmede şunları söyledi: “Ülkeme hizmet etmekten başka hiçbir şey yapmadım. Bunun bedeli ağırlaştırılmış müebbetmiş. Mütalaada, 10 sayfalık benimle ilgili bölümde lehimde olan tanık ifadelerinin hiçbiri yer almamaktadır. Can Dündar ve hastane başhekimi gibi diğer tanıkların lehimdeki beyanatların hiçbir yer almamıştır. Lehimde tanıklık edecek birçok kişinin ifadesine başvurulmamıştır. İddianamede yer alan aleyhimdeki tüm olumsuz iddialar olduğu gibi mütalaada da yer almış.
İddianameden sonra lehimde verilen tüm tanık ifadelerinin hiçbiri mütalaada yok. İddianamenin fotokopisi alınmış mütalaaya dönüştürülmüş. Bir doktor bir mühendis, herhangi bir meslek mensubu hata yaptığında hesap sorulabiliyor; fakat bir hukukçu yanlış yaptığında hesap sorulamıyor. Bülent Arınç, Hürriyet’e verdiği demeçte haklarında müebbet istenen sanıkların tahliye istemlerini gülünç bulduğunu söylemiş. Bir Başbakan Yardımcısının ve hukukçu kimliği olan birinin, mahkemeyi böyle yönlendirici bir beyanda bulunmasını hem yadırgadım hem de kınıyorum.”
HİLMİOĞLU: HABERAL ÇIKMALIDIR… Komisyon üyelerinin ziyaret ettiği, 21 yaşındaki oğlunu kısa süre önce bir trafik kazasında yitiren, şimdi de cezaevinde böbrek, siroz, şeker hastalığı ve karaciğer kanseri ile mücadele eden, İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu ise, kendi rahatsızlıklarını bir yana bırakıp diğer hasta sanıklar için uyarıda bulundu. Hilmioğlu, şunları kaydetti: “Sağlık durumumdan dolayı tek başıma gündeme gelmekten üzülüyorum, vicdan azabı çekiyorum. Benden daha ağır olanlar var. Rıfkı Ulusoy böbrek kanseri. Beyninde tümör olan var. Benimki kanser başlangıcı ama onlar kanser. Benim burada tutulmam cinayetse onlarınki 5 kez cinayettir. Burada bir sürü insan var. İnsüline bağlı şeker hastaları var. Diyet yemeği yok. Hastalıktan dolayı çıkacak birileri varsa onlar çıkmalı. Hekim olarak söylüyorum bu süreç devam ettikçe bir yıl içinde insanlar ölmeye başlayacak… Mehmet Haberal çıkmalıdır. Çok hızlı, ani ölecek olan Haberal’dır. Ritim bozukluğu onu anında götürür. Revire ulaştıramazlar. Mütalaa iddianamenin aynısıdır. Karar da mütalaanın fotokopisi olacak. Bu bir dava değildir. Bir projedir: Sınır ve rejim değiştirme projesidir. Türkiye’nin sınırları değiştiğinde rejim de değişmiş olacaktır.”
23 Mart 2013 03:08
CHP Cezaevleri İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel, Muğla Milletvekili Nurettin Demir ile CHP Ordu Milletvekili İdris Yıldız, CHP Bursa Milletvekilli Kemal Ekinci, CHP Sinop Milletvekili Engin Altay 21 Mart Perşembe günü Silivri Cezaevi’ni ziyaret ederek, Ergenekon Davası tutukluları ile görüştü ve çeşitli incelemelerde bulundu. CHP heyeti sanıklara yaptıkları ziyarette, hem dava sürecini hem de mütalaa hakkındaki görüşlerini sordu ve bunları kağıda döktü.
ODA TV’nin, CHP heyetinin yaptıkları görüşmelerde tuttukları notlardan derlediği habere göre, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal komisyon üyelerinin ziyaretinde ülkeye hizmet etmekten başka bir şey yapmadığını söyledi. Haberal, dava iddianamesinin fotokopisinin alınarak mütalaaya dönüştürüldüğünü ifade ederek, “Bir doktor bir mühendis, herhangi bir meslek mensubu hata yaptığında hesap sorulabiliyor; fakat bir hukukçu yanlış yaptığında hesap sorulamıyor.” görüşlerine de yer verdi.
Komisyon üyelerinin notlarına göre Haberal o görüşmede şunları söyledi: “Ülkeme hizmet etmekten başka hiçbir şey yapmadım. Bunun bedeli ağırlaştırılmış müebbetmiş. Mütalaada, 10 sayfalık benimle ilgili bölümde lehimde olan tanık ifadelerinin hiçbiri yer almamaktadır. Can Dündar ve hastane başhekimi gibi diğer tanıkların lehimdeki beyanatların hiçbir yer almamıştır. Lehimde tanıklık edecek birçok kişinin ifadesine başvurulmamıştır. İddianamede yer alan aleyhimdeki tüm olumsuz iddialar olduğu gibi mütalaada da yer almış.
İddianameden sonra lehimde verilen tüm tanık ifadelerinin hiçbiri mütalaada yok. İddianamenin fotokopisi alınmış mütalaaya dönüştürülmüş. Bir doktor bir mühendis, herhangi bir meslek mensubu hata yaptığında hesap sorulabiliyor; fakat bir hukukçu yanlış yaptığında hesap sorulamıyor. Bülent Arınç, Hürriyet’e verdiği demeçte haklarında müebbet istenen sanıkların tahliye istemlerini gülünç bulduğunu söylemiş. Bir Başbakan Yardımcısının ve hukukçu kimliği olan birinin, mahkemeyi böyle yönlendirici bir beyanda bulunmasını hem yadırgadım hem de kınıyorum.”
HİLMİOĞLU: HABERAL ÇIKMALIDIR… Komisyon üyelerinin ziyaret ettiği, 21 yaşındaki oğlunu kısa süre önce bir trafik kazasında yitiren, şimdi de cezaevinde böbrek, siroz, şeker hastalığı ve karaciğer kanseri ile mücadele eden, İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu ise, kendi rahatsızlıklarını bir yana bırakıp diğer hasta sanıklar için uyarıda bulundu. Hilmioğlu, şunları kaydetti: “Sağlık durumumdan dolayı tek başıma gündeme gelmekten üzülüyorum, vicdan azabı çekiyorum. Benden daha ağır olanlar var. Rıfkı Ulusoy böbrek kanseri. Beyninde tümör olan var. Benimki kanser başlangıcı ama onlar kanser. Benim burada tutulmam cinayetse onlarınki 5 kez cinayettir. Burada bir sürü insan var. İnsüline bağlı şeker hastaları var. Diyet yemeği yok. Hastalıktan dolayı çıkacak birileri varsa onlar çıkmalı. Hekim olarak söylüyorum bu süreç devam ettikçe bir yıl içinde insanlar ölmeye başlayacak… Mehmet Haberal çıkmalıdır. Çok hızlı, ani ölecek olan Haberal’dır. Ritim bozukluğu onu anında götürür. Revire ulaştıramazlar. Mütalaa iddianamenin aynısıdır. Karar da mütalaanın fotokopisi olacak. Bu bir dava değildir. Bir projedir: Sınır ve rejim değiştirme projesidir. Türkiye’nin sınırları değiştiğinde rejim de değişmiş olacaktır.”