Genç: Üç vekilimiz için de suçlayıcı hiçbir delil yok
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, partilerinin Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve Ankara Milletvekili Sinan Aygün için ağırlaştırılmış müebbet hapis isteminde bulunulması ile ilgili olarak, “Üç milletvekilimizin de, bugünkü mevcut yasalar karşısında suç teşkil edecek hiçbir eylemleri yok, hiçbir hareketleri yok. Bu hakim ve savcılar kanunu, hukuku bir tarafa bırakmışlar. Ve bu insanları hukuk dışı yollarla içeride tutuyorlar, hukuk dışı yollarla ceza veriyorlar.” dedi.
31 Mart 2013 18:46
Milli Merkez Anayasa Forumu’na katılmak üzere geldiği Kdz. Ereğli’de, partisinin İlçe Örgütü’nü ziyaret eden CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, burada partililerle buluştu. CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç buradaki konuşmasında, çeşitli kentlerde konuşmacı olarak toplantılara katıldıklarını belirterek, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu günden bugüne kadar hiç bu kadar kendisine ihanet içerisinde olan, kendisini parçalamaya çalışan, kendisini yabancılara satmaya çalışan bir siyasi kadro tarafından yönetilmemişti. Karşı karşıya bulunduğumuz tehlike çok büyük. Bu büyük tehlike karşısında bütün vatandaşlarımızın seferber olarak, ülkemizin karşı karşıya bulunduğu bu karanlık rejimden bir an önce kurtulması gerektiği için pek çok kenti dolaşıyoruz.” dedi.
“İHANETLERDEN KAHRAMANLIKMIŞ GİBİ SÖZ EDİLİYOR” Kurtuluş Savaşı’nda ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğünü korumak için canını veren insanlara karşı yapılan ihanetin, basın tarafından da övgüyle tanıtıldığını anlatan Genç, şöyle dedi: “Tayyip Erdoğan diye birisi çıktı ortaya, herkesin de üstüne korku saldı. Bir takım basın patronlarının boynuna tasma takarak onları patron yaptı, bir kısım köşe yazarlarının boynuna tasma takarak köşe yazarları yaptı. Ve Türkiye’yi bölerken, 90 yıllık Cumhuriyeti ortadan kaldırırken, bunlar bu ülkeye yapılan ihanetler değilmiş gibi, büyük de bir kahramanlıkmış gibi söz ediliyor. Başbakan son televizyon konuşmasında da, ülkeyi eyaletlere bölmekten bahsediyor. Böylesine ihanetçi bir kadro ülkenin başındadır. Bu ihanetçi kadro ile meşru yollarla mücadele etmek zorundayız. Bunun en önemli yolu da seçimlerden geçiyor. Seçimlerde, vatandaşlarımızın ülkemizin bölünmesine, parçalanmasına seyirci kalmamaları ve yapılacak yeni anayasada da böyle bir oldubittiyle bunun kabul edilmemesi için kentleri dolaşıyor, insanların ayağına kadar gidiyoruz.”
“GÜL VE ERDOĞAN, ÖCALAN İLE ANLAŞMIŞLAR” Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından düzenlendiği gibi, CHP’nin de mitingler düzenleyip-düzenlemeyeceği konusundaki bir soruyu yanıtlayan Genç, şunları söyledi: “Elbette mitingler yapacağız. Biz vur-kır ile bu işleri yapmıyoruz. Biz hukuk devletinde, hukukun işlemesini istiyoruz. Hukuk kuralları içerisinde zaten vatandaşlarımız bunlara gerekli şamarı vuracaktır. Biz bir kardeş kavgası çıkmasını istemiyoruz. Eğer bugün ülkenin istiklali, cumhuriyeti tehlikedeyse, yüce Atatürk’ün dediği gibi yine bu milletin iradesi, azmi ve kararlılığı kurtaracaktır. Bunu meşru yollarla yapmak gerekir. İnsanlarımızı birbirine düşürmemek gerekir. Vatandaşın görevini yapacağı en iyi yol sandıktır.”
Terör örgütü PKK ile yürütülen ‘çözüm’ süreci konusunda da, CHP’nin gerekli tavrı aldığını savunan Genç, şu görüşlere yer verdi: “Cumhuriyet Halk Partisi, aldığı tavrı alıyor. Gerek Abdullah Gül, gerekse Tayyip Erdoğan, Öcalan ile anlaşmışlar. Bugünden dolayı değil. Zaten ‘Tayyip Erdoğan’ı biz iktidara getirdik’ diyorlar. PKK ile AKP kadrolarının tek hedefi var, nitekim Öcalan mektubunda da söylüyor; ‘Biz yıllarca İslam bayrağı altında Türkler ve Kürtler birlikte yaşadık, artık bu cumhuriyet rejimi bir sömürü rejimidir, bir işkence rejimidir, yıkacağız’ diyor. Gül ve Erdoğan da Öcalan’ın bu açıklamalarını çok olumlu bulduklarını söylüyorlar. Bunların tek hedefi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkıp, laikliği de ortadan kaldırmak ve tamamen İslam bayrağı altında yaşamaktır. Bunu herkesin bilmesi gerekiyor. Erdoğan da, Gül de bunu tasvip ediyor. Biz de halka, ‘Bu kabul edilemez’ diyoruz. Anayasa’nın 3-4 maddesini aynen koruyacağız, Türklüğün Anayasa’da kalması ve Atatürk ilkelerinin de Anayasa’ya konulması konusunda bizim ciddi kararlarımız var. Bu konuda bizim bir ihmalkarlığımız yok. Ne yazık ki bizim mücadelemiz, kararlarımız basına yansımıyor. Ortada bir hükümet var ve bu hükümet ülkeyi parçalamak için, cumhuriyeti ortadan kaldırmak için özel görevli bir hükümettir. Ülkeye ihanet içerisinde olanların kurdukları tuzakları biliyoruz. Bu tuzakların da başarıya ulaşmaması için elimizden geleni yapıyoruz.”
“ÜÇ MİLLETVEKİLİMİZ İÇİN DE SUÇLAYICI HİÇBİR DELİL YOK” CHP’li Genç, Ergenekon adı verilen dava sürecinde, partilerinin Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve Ankara Milletvekili Sinan Aygün için ağırlaştırılmış müebbet hapis isteminde bulunulmasına ilişkin bir soru üzerine de, şunları kaydetti: “Türkiye’de hukuk yok. Mahkeme de yok. Üç milletvekilimizin de, bugünkü mevcut yasalar karşısında suç teşkil edecek hiçbir eylemleri yok, hiçbir hareketleri yok. Abdullah Gül daha önce basına açıklanan bir beyanında, ‘Biz savcılar bulalım, başta ordu mensupları olmak üzere bunları yargılayalım’ diyor. Şimdi ortaya atılan iddianamede de bu arkadaşlarımızı suçlayan hiçbir delil yok, tespit yok. Tamamen kendilerine uygun hakim ve savcı bulmuşlar. Bu hakim ve savcılar kanunu, hukuku bir tarafa bırakmışlar. Ve bu insanları hukuk dışı yollarla içeride tutuyorlar, hukuk dışı yollarla ceza veriyorlar. Bu konuda yapılacak tek şey, seçimle gelerek bu haksızlıkları telafi etmektir. Zaten bu Tayyip Erdoğan’ın ve Abdullah Gül’ün bu devleti çökertmek için özel; başta ordu olmak üzere, bilim adamları, milletvekilleri olmak üzere, onları orada haksız-hukuksuz biçimde tutuklatarak, ‘Bakın görüyorsunuz CHP milletvekillerine dahi sahip çıkamıyor’ izlenimi yaratarak, ‘Kendi milletvekiline sahip çıkmayan, devleti nasıl yönetir’ görüntüsünü kamuoyunda oluşturmaktır. Böyle hileli bir takım yollara başvuruyorlar. Biz üç defa TBMM’ye kanun teklifi verdik, ‘Milletvekilleri tutuksuz yargılansın’ dedik. AKP’liler reddetti. Onun dışında da, elimize silah alıp cezaevinden onları zorla çıkaracak halimiz yok. Kendi hesaplarına göre hakim ve savcılar bulmuşlar. Genel Başkanımız ‘Biz iktidara geldiğimiz zaman bu hakim ve savcılardan hesap soracağız’ dedi. Daha ne denebilir ki!”
