Milli Merkez Anayasa Forumu Kdz. Ereğli Temsilciliği tarafından, ‘Bölücü Anayasaya Hayır’ konulu toplantı düzenlendi.
31 Mart 2013 23:46
Eski ADD Şube Başkanı Akın Çamcı’nın yönettiği toplantıya, konuşmacı olarak CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, İP Genel Başkan Yardımcısı Av. Nusret Senem, emekli Tuğamiral ve gazeteci-yazar Türker Ertürk ile TGB Genel Başkan Yardımcısı Erdem Özdemir katıldı. Toplantıyı, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, CHP Ereğli İlçe Başkanı Hayrettin Kartal, CHP Alaplı İlçe Başkanı Nuri Tekin, İşçi Partisi İl Başkanı Mehmet Uslunbaş, İşçi Partisi Ereğli İlçe Başkanı Ramazan Candan, ADD Ereğli Şube Başkanı Yaşar Torlakoğlu, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın kardeşi Osman Haberal, bazı sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar takip etti. Çamcı, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, “Hepimizin yakından izlediği ve ülkemiz için eskilerin deyimiyle hayat-memat, ölüm-kalım meselesi olan bir konuyu burada ele alacağız. Ünlü yazar William Shakespeare’in kahramanı Hamlet’e söylettiği bir ifade vardır; ‘Olmak ya da olmamak.’ İşte Türkiye bu noktadadır. Bir anayasa metni, bir ülke için ancak bu kadar önemli olabilir.” dedi.
“YENİ ANAYASA YAPILMASI, ANAYASA’YA UYGUN DEĞİL” CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç toplantıdaki konuşmasında, mevcut Anayasa’ya göre yeni bir Anayasa yapılmasının mümkün olmadığını savundu. Genç, şöyle dedi: “Türkiye sizlerin de tahmin etmediğiniz bir ihanet çetesiyle karşı karşıyadır. Bu devletin başına gelip de bu devleti yöneten insanların kafasında bir şey var: Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak, bu devleti tasfiye edip, yerine İslam bayrağı altında yepyeni başka bir devlet kurmaktır. Bununla da yetinmeyip, devleti bölmeye de çalışıyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde, herhangi bir ahlaka sahip olan hiçbir insan, yönettiği bir devlete karşı böylesine bir ihanet çetesi düşüncesini taşıyamaz. Durum böyle olduğu için ülkenin her yerini dolaşıyoruz. İnsanlarımıza kirli bilgi veriliyor, iktidarın çirkinlikleri de her gün kahramanlık gibi televizyonlarda veriliyor. Halkın neyle karşı karşıya kalacağı ve bu durumda nasıl hareket edilmesi gerektiği konusunda gerek Milli Merkez Anayasa Forumu toplantıları, gerekse diğer toplantılarla halkımızı bilgilendirmeye çalışıyoruz.
12 Haziran seçimleri öncesinde, Anayasamızın 12 Eylül askeri yönetimi tarafından yapıldığı ve bu Anayasa ile ülkenin yönetilmesinin iyi bir durum olmadığı dile getirildi. Aslında, mevcut Anayasamızın 175. Maddesine göre yeni bir Anayasa yapmak mümkün değil. Kanun yapmak Meclis’in görevidir ancak Anayasa’yı tümüyle değiştirmek görevi, TBMM’de değildir. Milletvekilleri de göreve başlarken Anayasa’ya sadakat göstereceklerine dair yemin ediyorlar. Dolayısıyla namusu ve şerefine göre hareket etmek durumunda olan milletvekilleri de, bu Anayasa’ya göre hareket etmek zorundadırlar. Ama mevcut Anayasa’da büyük değişiklikler yapılabilir. Zaten 17 kez, 120 küsur maddesi değiştirildi.”
BAŞKANLIK SİSTEMİ Bugünkü mevcut Anayasa’ya göre, insan haklarının olmadığını, temel hak ve özgürlüklerin büyük sınırlama içerisinde olduğunu anlatan Genç, şöyle devam etti: “Adalet diye bir kurum yok. Hak arama yolları tıkanmış. Silivri’de, birçok yerde, masum insanlarımız haksız yere yatıyorlar. Yargı diye bir kavram kalmamış. Anayasa Mahkemesi diye bir mahkeme kalmamış. Çağdaş demokrasilerde olması gereken bir anayasanın; demokrasi standartlarını yükselten ve hukuk devleti ilkelerine bağlı bir anayasanın yapılması gerekir. Dört partiden bir komisyon kuruldu. Bu dört partinin kabul etmeyeceği hiçbir maddenin Genel Kurul’a gelemeyeceğine dair bir içtüzük konuldu. Dolayısıyla orada rejimi tehlikeye sokacak herhangi bir anayasa maddesinin Meclis’e gelmesi mümkün değil. Çünkü orada Cumhuriyet Halk Partisi var. Her fırsatta da söylüyoruz ki, Anayasa’dan Türklük maddesinin kaldırılması mümkün değildir. Atatürk ilkelerinin de hem başlangıç hükümlerine hem de Anayasa içerisine konulması gerektiğini ifade ettik.
Ancak buna rağmen Tayyip Erdoğan, ‘Ben başkanlık sistemi getiriyorum’ dedi. ‘Türk usulü başkanlık sistemi’ diyor. ‘Ben başkan seçileceğim’ diyor, ‘Meclis’i ben atayacağım, ben feshedeceğim, bürokratları ben atayacağım, istediğim zaman değiştireceğim, bunları beğenmediğim zaman da başkanlık kararnamesi çıkararak devleti yöneteceğim’ diyor. İnsana sevgisi olan, demokrasi inancı olan hiçbir kişi böyle bir anayasa değişikliğini o topluluğa teklif dahi edemez. Çünkü bu insana, halka karşı saygısızlıktır. Halka ‘Sen kendini yönetemiyorsun, davarsın, ben seni davar gibi yöneteceğim’ diyor. Tayyip’in istediği budur. Böyle bir anayasa değişikliğini komisyona sundular. Biz ona karşı koyduk. Çünkü bugün yürürlükteki Anayasa’nın kabul ettiği ilkeler, parlamenter demokratik sistemdir. Başkanlık sistemi, rejimi değiştirmek için yaptığınız bir uygulamadır. Rejimi değiştirecek bir anayasa değişikliğini getiremezsiniz çünkü siz 12 Haziran seçimlerine gitmeden önce halka ‘rejimi değiştireceğiz’ demediniz. ‘Devleti tek yöneten ben olacağım’ diyor. Bu en ilkel toplumlarda bile yok. Recep Tayyip Erdoğan, Başkanlık sistemini aldığı zaman ne yapacak kararname ile memleket yönetecek. Ne diyecek, ‘Efendim ben Cumhuriyeti kaldırdım’ diyecek. Var mı karşısında duracak bir adam? Ben laikliği kaldırdım diyecek, var mı ki karşısında, seçimde karşısına çıkabiliyor musunuz? Adam o konuda yetkiyi aldıktan sonra kimse kolay kolay karşısına çıkamaz. Çünkü yargı diye bir şey olamaz. Türkiye’de bir yandan bunları yaparken kendisine karşı gelecek insanları da katledecek bir mekanizma kuruyor. Halkın, gelecek bir başkanlık sisteminin Türkiye’ye neye mal olacağını bilmesi lazım.”
ERTÜRK: AKP YÖNETİMİNDE DEVLET MEKANİZMASI DEĞERLERİMİZE DÜŞMAN Toplantıda konuşan Emekli Tuğamiral, Gazeteci-Yazar Türker Ertürk, katıldığı bir kitap tanıtımından söz ederek, şöyle dedi: “Kitabın adı Büyükelçi Morgenthau’nun Mantık Dışı Çelişkileri idi. Çok önemli ve şu anda yaşadıklarımızla da çok ilgili. Bundan yüz yıl önce, bir ABD büyükelçisi Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul’da görev yapan… Bir emperyal yalan uyduruyorlar. Yalan, sözde Ermeni soykırımı. Kendisi sanki yaşamış gibi, bir kitap yazıyor. Kitap, Ermeni soykırımı iddialarının altyapısını oluşturuyor. Hatta ABD’ye dönüp başkan Wilson’a bu projesini açıkladığında, onay alıyor ve kitabını yayınlıyor. Kitabında, bizi, atalarımızı, dedelerimizi böyle ahlaksız bir suçla, bir soykırım suçuyla suçluyor. Bu Ermeni soykırımı iddialarına atıf yapan, çalışma yapan özellikle Ermeni Diasporası’nın en büyük referansı, bu büyükelçinin yalanları. Şükrü Server Ayadır diye bir vatanseverimiz, bu konuda yaptığı çalışmada görüyor ki, böyle bir soykırım yok. Bu tamamen bir emperyal yalan. En son olarak da Büyükelçi Morgenthau’nun Mantık Dışı Çelişkileri adında bir kitap yazıyor. Batı kaynaklı tüm bu iddiaları bir bir çürütüyor. Tabii, Ermeni Diasporası buna isyan ediyor ve yayınlanmasını istemiyor. Bizim babalarımızın, dedelerimizin böyle bir suçu işlemediğine dair dünya kamuoyunu sarsan bir kitap üretiliyor. Ama ne yazık ki orada Dışişleri Bakanlığı yok, Bakan yok, Bakan’ın mesajı yok, Başbakan’ın mesajı yok… Sizin dedelerinizi, babalarınızı soykırım suçuyla suçlayanların iddialarını çürüten bir kitap yazan yurtseverin bu çalışmasına devlet itibar etmiyor. AKP yönetiminde devlet mekanizması bizim tarihimize, değerlerimize, cumhuriyetimize düşmandır ve haindir.”
(ereglibulteni)
Bu haber ile ilgili fotoğraflar
Bu haber ile ilgili video
Yorumlarınız
»
Türker Ertürk ülkemiz için gerçek bir şans. Sahin olduğu tüm makam ve mevkileri terkedip , üniformasını çıkararak milli mücadeleye başlaması Mustafa Kemal Atatürk ün gerçek bir askeri olduğunu onun yolundan gittiğinin kanıtıdır. Bize düşen tüm varlığımızla onun yanında yer alarak desteklemektir. Vatan için mücadele verenleri desteklemek en büyük ibadettir. -
Yaşar Okşaroğlu /
01 Nisan 2013- 22:59
