CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın başvurusunu değerlendiren mahkeme, Adalet Bakanlığı’ndan savunma istedi. Bakanlık, delil sunamadı. Son sözü AYM söyleyecek.
02 Ağustos 2013 00:53
CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal 4 yıl 3 ay 19 gündür cezaevinde tutuluyor. Tutukluluğunun kaldırılması için Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanlığı’na “Bireysel başvuruda” bulundu. Mahkeme, Adalet Bakanlığı’ndan savunma istedi. Bakanlık savunmasını gönderdi. Şimdi mahkemenin vereceği tarihi karar bekleniyor. AYM Başkanı Haşim Kılıç, başvuruyu en kısa sürede sonuçlandıracaklarını söyledi. “Ergenekon” olarak bilinen davanın karar duruşması 5 Ağustos’ta yapılacak. Davanın karara bağlanacağı gün, Silivri’deki mahkeme salonunun önüne binlerce yurttaşın gitmesi ve kararı orada öğrenmeleri bekleniyor.
“BÖYLE BİR ÖRGÜT YOK” Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen yazılarda “Ergenekon Terör Örgütü ya da Cumhuriyetçi Çalışma Örgütü gibi bir yapılanmanın tespit edilmediği” ifade edildi. Dönemin Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Hilmi Özkök de mahkemede verdiği yeminli ifadede, dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ise kamuoyuna yaptığı açıklamalarda iddia edilen örgütün varlığına delil olarak gösterilen “şema ve sunumları inandırıcı bulmadıklarını” belirtmişti. Haberal’ın avukatları Köksal Bayraktar, Dilek Helvacı ve Murat Kaan Oral tarafından mahkemeye gönderilen yazıda, “Esas Hakkındaki Mütalaa’da ‘iddia edilen örgütün varlığına delil’ olarak gösterilen “şema ve sunumlarda’ dahi müvekkilimiz Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın ‘terör örgütünün kurucusu ya da yöneticisi’ olduğuna dair en küçük bir belirlemede bulunulmadığı açıktır” dediler.
SUÇ KANIT GÖSTERİLEMEDİ Haberal adına yapılan başvuru üzerine Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk Genel Müdürlüğü tarafından AYM Başkanlığı’na gönderilen savunmada, başka sanıklarla ilgili yapılan aramalarda ele geçirildiği iddia edilen delillere dayalı olarak iddia edilen örgütün varlığı kanıtlanmaya çalışıldı. Ancak, savunmada bu sanıklar ve delillerle Haberal arasında hukuki, fiili hiçbir irtibat kurulamadı. Tutuklamanın haksızlığı ile ilgili olarak, Tuncay Özkan, Mustafa Levent Göktaş’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapmış oldukları başvuruların reddedildiği bakanlık yazısında hatırlatıldı. Yazıda, Mehmet Haberal’ın da benzer ithamlarla tutuklanmış olması nedeniyle tutuklamanın ve tutuklulukta geçen sürenin makul olduğunu ileri sürüldü.
SAVUNMAYA KARŞI SAVUNMA Haberal’ın avukatlarından Dilek Helvacı, Adalet Bakanlığı’nın savunmasına karşılık, AYM Başkanlığı’na savunma gönderdiklerini belirtti. Avukat Helvacı, Sözcü’ye savunmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:
- Adalet Bakanlığı, Mehmet Haberal’ın tutuklu olarak yargılanmasını gerektirebilecek tek bir delil dahi gösteremedi. Çünkü, müvekkilimizle ilgili ev ve işyerlerinde yapılan aramada hiçbir suç delilinin elde edilmediği İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bilirkişi İnceleme Raporunda da belirtildi.
- Başka sanıklarla ilgili aramalarda da, Haberal’ın üzerine atılı suçu işlediğine dair en küçük bir delil bulunamadı. Mahkeme Heyeti’nce yöneltilen toplam 185 sorudan hiçbirinin terör, cebir, şiddet ya da darbe ile ilgili olmaması da bunun en açık göstergesidir.
- Hükümet, müvekkilimiz Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın tutuklu olarak yargılanmasını gerektirebilecek dosya kapsamında hiçbir delil bulunmaması nedeniyle, aynı davada yargılanan bazı sanıkların hukuki ve fiili konumları ile Haberal’ı ‘eşdeğer’ konumda imiş gibi gösterme çabası da kabul edilemez.
-Hükümetin tutumu hukuki dayanaktan yoksun olup, salt bilgi kirliliği yaratmaya yöneliktir. Kaldı ki, dilekçesinde başka sanıklarla ilgili AİHM’nce verilen karara atıfta bulunan Davalı Hükümetin, aynı bakış açısından hareketle “Balyoz Davası” ile ilgili Birleşmiş Milletler Genel Kurulu İnsan Hakları Konseyi’nce 5 temmuz 2013’de verilen “ülkemizde Keyfi tutuklama kararları verildiğine’ ilişkin saptamaları içeren uluslararası yargı kararı görmezden geliniyor.
Örgütün varlığı kanıtlanamamasına rağmen
-Hükümet, örgütün varlığını halen kanıtlanmamış olmasına rağmen, Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın halen sanık olarak yargılandığı davanın soruşturma aşamasından “Ergenekon Soruşturması”; kovuşturma aşamasından “ Ergenekon Davası” olarak bahsetmesinin masumiyet karinesini açıkça ihlaldir. Hükümetin bu tutumu ile zihinlerde sanki örgütün varlığı kesin olarak kanıtlanmış gibi bir intiba yaratmayı amaçladı.”
MİLLİ İRADEYE BAKIŞ Avukat Dilek Helvacı, geçmişteki emsal uygulamalar tamamen göz ardı edilerek Prof. Dr. Mehmet Haberal ve diğer milletvekillerinin tutukluluk nedeniyle yasama görevini yerine getiremediklerini belirtti. Helvacı, “AYM’nin, tarihi bir kararla milli iradenin de tecellisi için müvekkilimizi biran önce özgürlüğüne kavuşturulmasını temenni ediyoruz. AYM’nin vereceği bu tarihi karar, aynı zamanda ülkemizde Türk Milleti adına karar vermekle yükümlü Mahkemelerin Milli İradeye olan bakış açısını ve saygısını da ortaya koyması yönünden son derece önemli bir karar niteliği arz etmektedir” dedi.
