“Öğrenci Andı” ve “İstiklal Marşı” panoları çöpe atıldı!
Kdz. Ereğli’de, Öğrenci Andı ve İstiklal Marşı’nın yazılı olduğu panoların, bir ortaokul yetkililerince okul yakınındaki çöp konteynerine gelişigüzel atılması tepkilere neden oldu.
23 Ekim 2013 04:40
Kdz. Ereğli’de, Atatürk Ortaokulu’ndaki genel temizlik sırasında üzerinde Öğrenci Andı ve İstiklal Marşı’nın yazılı olduğu panoların çöp konteynerine atıldığı iddia edildi. Okulun yakınındaki bir çöp konteynerinin içinde ve çevresinde gelişigüzel atılmış Öğrenci Andı ve İstiklal Marşı’nın yazılı olduğu panoları gören vatandaşlar ise, duruma tepki gösterdiler. Cam ve çerçeveleri de kırılmış halde çöp konteynerine doldurulan panoların hali, fotoğraf karelerine böyle yansıdı…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından, ‘Demokratikleşme Paketi’ adı altında kamuoyuna açıklanan maddeler arasında yer alan “Öğrenci Andının Kaldırılması”, 8 Ekim 2013 tarih ve 28789 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği´nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”le gerçekleştirilmişti.
Yapılan yönetmelik değişikliğiyle, 27/8/2003 tarihli ve 25212 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 12’nci maddesi yürürlükten kaldırılmıştı.
Kaldırılan o madde “aynen” şöyleydi:
Öğrenci Andı Madde 12 — İlköğretim okullarında öğrenciler, her gün dersler başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde topluca aşağıdaki "Öğrenci Andı"nı söylerler.
"Türküm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!"
Yabancı uyruklu öğrencilerin "Öğrenci Andı"nı söyleme zorunluluğu yoktur.
AKP’Lİ VEKİL “UCUBE” DEMİŞTİ AKP Muş Milletvekili Faruk Işık ise geçtiğimiz günlerde, “Andımız denilen bir ucubenin kaldırılması en büyük hizmetlerden birisidir. Milyonlarca çocuğa, Türk olmayan çocuğa, Arap çocuğuna, Kürt çocuğuna her sabah yalan söyletmişiz. Türküm, doğruyum, çalışkanım, varlığım Türk varlığına armağan olsun, çok acı bir tablo, çok trajik bir tabloydu. Türk olmayan çocuklara Türküm dedirtiyorlardı. Önce yalan söylettiriyorlardı. Sonra doğruyum diye trajik bir ifade kullandırıyorlardı. Hiç kimsenin varlığı bir başkasının varlığına armağan olmaz. Kendi varlığına sahip olma sünnetinde kardeşçe yaşayabilsin, kardeşçe muamele yapabilsin. Allah’a şükür o ortamı biz yakaladık.” demişti.
