“Vekiller bir gram toprağa hasret, adil yargılama bekliyor”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Nurettin Demir, “Mehmet Haberal’ın ‘suçum ne’ diye çığlıkları bütün dünyayı dolaşmasına karşın, sağır sultan maalesef duymadı. Vekiller bir gram toprağa hasret, adil yargılama bekliyor.” dedi.
13 Ekim 2012 01:39
CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, tutuklu milletvekilleri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
“HABERAL’IN ÇIĞLIKLARI DÜNYAYI DOLAŞTI, SAĞIR SULTAN DUYMADI” Demir yaptığı açıklamada, “Umarım yaşamımızın bir günü dahi tutuklu kalmaz, hep barış ve özgürlükçü bir Türkiye’de yaşamımızı sürdürürüz. Halkın temsilcileri yani TBMM’nin 8 üyesi, 8 milletvekili 489 gündür hapiste ve biz 541 milletvekili hiçbir şey yapmadan sadece olayları seyrediyoruz. Mehmet Haberal, Mustafa Balbay ve diğer tutuklu milletvekilleri maalesef dört duvar arasında toprağa hasret özgür ve adil bir yargılanmayı bekliyorlar. Topraktan geldik toprağa gideceğiz ama yaşamınızın bir gününü bile topraksız geçirebilir misiniz?” diye sordu.
4-5 yıldır unutulmuş, halen hakim karşısına dahi çıkamamış tutukluların olduğunu dile getiren CHP Milletvekili Demir, “Mehmet Haberal’ın ‘Suçum ne?’ diye çığlıkları bütün dünyayı dolaşmasına karşın sağır sultan maalesef duymadı. Mustafa Balbay bin 317 gündür tutuklu 593 gündür hücrede… Milli irade 489 gündür hapiste…” dedi.
“İNSANLARI SEVDİKLERİNDEN AYIRMAK BİR İNSANLIK SUÇUDUR” İnsanları sevdiklerinden, topraktan ayırmanın bir insanlık suçu olduğunu vurgulayan Demir, cezaevi koşullarına da dikkat çekti. Demir, şunları kaydetti: “Yeşil çevre, yeşil doğa, yeşil hastane diyoruz ama insanlarımızı yakınlarından sevdiklerinden ayrı koymayı içime sindiremediğim gibi yeşilden bağdan topraktan yoksun bırakmak bir insanlık suçudur. Bana göre savaş suçunda da daha ağırdır.
Tutukluluk sürelerinin bu kadar uzun olduğu başka bir ülke var mıdır? En büyük dileğimiz hiçbir hapishanenin olmaması. Ancak 8 kişilik koğuşlarda 30-40 kişilerin yaşadığı hapishaneleri layık görüyoruz bu insanlara... Bu hapishane koşulları düzeltilmelidir. Vicdanları eriten, vicdanları sızlatan tutukevleri derhal düzeltilmelidir.
Avrupa Birliği dahi yayınladığı ilerleme raporunda Türkiye’de adil yargılanmanın olmadığını vurgulamaktadır. Avrupa Birliği dahi daha adil değerlendirme yaparken bizler milletvekilleri, ülkenin aydınları, kanaat önderleri, köşe yazarları adil değerlendirmede pinti yetersiz ve korkak davranmaktadırlar. Vicdanlarının yanından geçmek istemiyorlar. Yadırgıyorum ve kınıyorum. AB’nin ilerleme raporu maalesef Türk demokrasisi ve siyaseti üzerine balyoz gibi düşmüştür. Görmezden gelinmemelidir. Son Balyoz davasında bazı örnekleri, adil yargılama konusunda çok ciddi açmazları vardır. Komikliğin ötesinde kararları vardır.”
