Bozkırdan bilim yuvasına dönüşen Başkent’te, ülkenin en büyük üniversite kütüphanesi açıldı
Başkent’te, ülkenin en büyük üniversite kütüphanesi açıldı
22 Kasım 2014 12:31
Tezek kurutulan, avlanılan, yaban otlarıyla kaplı, Ankara’da yapılan inşaatlardan çıkan hafriyatların döküldüğü, üzerinde tek bir bodur ağaç bulunan bir bataklıktı Bağlıca Kötü tepeleri 1993 yılı öncesinde… 1993 yılında bu tepelere bakarak, bilim yuvası modern bir üniversite kampüsünün hayal kuran Profesör Doktor Mehmet Haberal tarafından, Başkent Üniversitesi’nin kurulması çalışmalarına başlandı. Ertesi yıl eğitim-öğretime başlayan Başkent Üniversitesi, büyüdü büyüdü… Her yıl artan bir ivme ile büyüyen ve gelişen bir bilim yuvası olan Başkent Üniversitesi, ülkemiz akademik yaşamının parlayan bir yıldızı haline geldi. Ve önceki gün, Başkent Üniversitesi’nde yeni tesisler hizmete girdi: İçinde, Türkiye’nin en büyük üniversite kütüphanesini barındıran bir Kongre ve Kültür Merkezi, Mediko-Sosyal Merkezi, Konservatuar Bölümü, yurt çalışma salonları, Başkent Üniversitesi Bulvarı ve Nizamiye Kapısı…
2014-2015 akademik yılında öğrencilerini Türkiye’nin en büyük üniversite kütüphanesi ile karşılayan Başkent Üniversitesi’nde, üniversitenin hizmete sunulan yeni tesisleri için resmi açılış töreni gerçekleştirildi. Başkent Üniversitesi’nin Bağlıca Kampüsü’ndeki İhsan Doğramacı Konferans Salonu’nda düzenlenen ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in onur konuğu olarak katıldığı törende, CHP ve MHP’li milletvekilleri, yargı ve siyaset dünyasının önemli isimleri ile davetliler de bulundular. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Başkent Üniversitesi’nin kuruluşundan bugüne geldiği noktanın anlatıldığı bir sinevizyon gösterisi sunuldu. Ardından, törenin açılış konuşmasını yapan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Haberal, üniversitenin yeni tesisleriyle ilgili bilgi verdi.
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ÜNİVERSİTE KÜTÜPHANESİ Rektör Prof. Dr. Ali Haberal, ilk betonu, 2013 yılında inşaatın içine kadar inen Prof. Dr. Mehmet Haberal tarafından dökülen Kongre ve Kültür Merkezi bünyesindeki Merkez Kütüphanesi’nin, Türkiye’nin en büyük üniversite kütüphanesi olduğunu şu sözlerle ifade etti: “1993 yılında, Sayın Hocamız Profesör Doktor Mehmet Haberal tarafından kurulan üniversitemiz bugün 11 fakülte, bir devlet konservatuarı, 6 meslek yüksekokulu ve 7 enstitü ile eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Üniversitemizde 1492’si akademik personel olmak üzere toplam 8 bin 744 kişi çalışmaktadır. Öğrenci sayımız ise 9 bin 531’dir. Kuruluşundan bugüne üniversitemizden 23 bin 6 kişi mezun olmuştur. İçinde bulunduğumuz üniversite kampüsü 3 milyon 194 bin 721 metrekarelik bir alana sahiptir. Bugün hizmete sunacağımız 32 bin 250 metrekarelik Kültür Merkezi bünyesinde 12 bin 500 metrekarelik alanı olan Merkez Kütüphanesi içinde, kafeterya, 24 saat hizmet veren 60 kişilik çalışma odası, özel koleksiyon salonu, sanat odası, görsel-işitsel salon, görme engelli öğrencilerimiz için birey salonu, 11 adet bireysel çalışma odası, 7 adet grup çalışma odası ve bin kişilik oturma alanı mevcuttur. Kütüphanemiz, 1 milyon kitabı barındırabilecek kapasiteye sahiptir. Okuyucuların katalog taraması ve araştırma yapabilecekleri 77 adet terminal bulunmaktadır. Kütüphanemiz, 150 bin kitap ve kitap dışı materyal, 120 bin elektronik kitap, 1478 adet basılı dergi ile hizmet vermektedir. 27 adet veritabanından 29 bin 813 elektronik dergiye erişmek mümkündür. YÖK’ün 12 Haziran 2014 tarihli raporunda, Türkiye’deki üniversite kütüphanelerinin 8 tanesinin 10-12 bin metrekarelik alana sahip olduğu açıklanmıştır. Üniversitemiz kütüphanesi mevcut kullanım alanıyla hizmete sunulan en büyük kütüphane olma özelliğini taşımaktadır.”
VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDE BİR İLK Vakıf üniversiteleri arasında bir ilk olan Konservatuar Binası ve hizmete açılan diğer tesislerle ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Ali Haberal, sözlerini şöyle sürdürdü: “1800 metrekarelik alanı olan yeni Konservatuar bölümünde 7 adet derslik, bir adet sahne dersliği, 18 adet çalışma ofisi ve 9 adet idari ofis vardır. Yeni oluşturulan Mediko-Sosyal Merkezimiz, 500 metrekarelik bir alanda 5 adet muayene odası, 1 adet diş kliniği ve dört yataklı 2 gözlem odasına sahiptir. Öğrenci yurtlarımızda 3 adet 200 metrekarelik okuma salonları hizmete sunulmuştur. Kampüs içinde ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla 1750 metre uzunluğunda iki şeritli Başkent Üniversitesi Bulvarı ve Nizamiye Kapısı oluşturulmuştur. Kuruluş yıllarında, tek bir bodur ağacın bulunduğu bu çöplük alanında dikilen 4,5 milyon ağaçla Başkent Üniversitesi sadece eğitim ve öğretimde ışık saçan, geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimizin yetişmesini sağlayan bir ortam olmanın yanı sıra, yeşile verdiği önemli katkı sonucu, yaratılan bu orman ile betonlaşan başkentimizin nefesi olacaktır. Üniversitemizi yoktan var eden ve bugünlere ulaşmamızı sağlayan kurucumuz, hocamız Sayın Profesör Doktor Mehmet Haberal’a şükranlarımı sunuyorum. Bu tesislerin yapımında, projelendirilmesinde emeği olan başta Erkan Haberal ve mimarımız Özlem Çalışkan olmak üzere tüm çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Biz Başkent Üniversiteliler, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini ve devrimlerini rehber olarak görüp, bütün gücümüzle çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kurucumuz Profesör Doktor Mehmet Haberal’ın her zaman dile getirdiği gibi, hafta 7 gün-gün 24 saat çalışarak, akademik camiada ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğiz.”
DEMİREL: BU TESİSLERDEN ÜLKEMİZ GENÇLERİ YARARLANACAK Daha sonra kürsüye davet edilen onur konuğu 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de yaptığı konuşmada, Başkent Üniversitesi’nin ülkemiz için önemine vurgu yaparken, üniversitenin kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal’a da teşekkür etti. Demirel, milletin refah ve mutluluğu için çalışmanın, her bireyin görevi olduğunu dile getirirken, şunları söyledi: “Buraya gelip, olup bitenleri dinlemek ve geleceğe o gözlükle bakmak, geçmişte pek çok kere pek çok kişiye ümit vermiştir. Bu müessesede, ümidin geleceğe olan inancı yatar. Bugün de yine 30 sene içerisinde meydana getirilmiş bulunan tesislerin bir o kadarı yeniden yapılmış ve Türk gençliğinin, Türk milletinin hizmetine arz edilmektedir. Bu tesislerden bu ülkenin gençleri yararlanacaktır. Okuyacaklardır, öğreneceklerdir, bilim alacaklardır. Bununla ne yapacaklardır? Halklarının refah ve saadetine, insanlığın refah ve saadetine hizmette bulunacaklardır. Ve bu bir milletin insanlarının refah ve saadeti, sadece bir grup insanın, bir kişinin ve ya bir avuç insanın işi değildir. Herkesin işidir. Herkesin işi olması lazımdır. Onun için, meydana getirilmiş bulunan eseri, muhteşem sayıyorum. 30 bin metrekare üzerine yapılmış yeni tesisler, bu tesisler içerisinde iddia ediliyor ki, Türkiye’nin en büyük kütüphanesi var. Salonları var, bulvarları var. Bir yeniden geleceğe gayet açık, gayet net bir bakış var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, onun kurucusu Büyük Atatürk’ün gösterdiği yolda, sendelemeden, sekteye uğramadan yoluna devam edecektir. Ve bu yolculukta, halkından destek almaya devam edecektir. Ve Türk halkı, bu Cumhuriyeti kuran Büyük Atatürk’ün gösterdiği yolu, iyi yol olarak seçmiştir. Ve ona minnettardır. Şükran borçludur. Ve O’nu minnet ve şükranla her zaman için anar.”
“BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ, ÜLKEMİZİN YÜZ AKIDIR” Başkent Üniversitesi’nin Türkiye’ye büyük hizmetler verdiğini ve vermeye devam edeceğini ifade eden Demirel, Prof. Dr. Mehmet Haberal ve ekibini de kutladı. Demirel, şunları kaydetti: “Aklın ve bilimin kaynağı üniversitedir. Onun içindir ki, üniversite sayısının artması, üniversitelerin çoğalması, üniversitelerin halkımız tarafından rağbet görmesi, geleceğin demokrat, büyük Türkiyesi için çok önemlidir. Bakınız 30 bin çocuğunu üniversitede okutan Türkiye, bugün 5,5 milyon çocuğunu okutur hale gelmiştir. Kızlarımızı ve erkeklerimizi okutmaya devam edeceğiz. Okutmak yetmiyor, daha iyi okutmaya devam edeceğiz. Yapılmış bulunan bu kurumlarla, daha iyi okuma, daha iyi neticeler alma ve ülkeye daha çok yararlı olma, ülkenin her tarafına daha iyi işler yapabilme kabiliyetini götürme bizim üniversitemizin görevidir. Üniversitemiz ülkemizin yüz akıdır. Geleceğimize güvenelim. Gençlerimize güvenelim. Ve gençlerimize verdiğimiz gelecek sevgisi, ümidi ve güveni takviye etmeye devam edelim. Burada bunun çok güzel bir numunesini görüyoruz. Başkent Üniversitesi gerçekten Türkiye’ye çok büyük hizmetler etmiştir. Etmeye de devam ediyor. Başkent Üniversitesi’nin dünyaca meşhur kurucusu, hepimizin sevgilisi Sayın Mehmet Haberal’ı huzurunuzda millet adına, kendi adıma tebrik ediyorum. Kendisine ve arkadaşlarına bu kadar büyük gayret gösterdiği için, bu kadar güzel eserler verdiği için ve inançla her gün Türkiye’nin bir köşesinde, dünyanın bir köşesinde bilim ve insanlık için çalıştığı için tebrik ediyorum.”
Konuşmasının ardından Demirel’e, günün anısına Prof. Dr. Mehmet Haberal tarafından bir plaket takdim edildi. Prof. Dr. İhsan Doğramacı Konferans Salonu’ndaki törenin ardından, Kongre ve Kültür Merkezi’nin açılış kurdelesini 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Prof. Dr. Mehmet Haberal birlikte kestiler. Daha sonra Haberal, Demirel’e eşlik ederek Kongre ve Kültür Merkezi bünyesindeki Merkez Kütüphanesi hakkında bilgi verdi. Sağlık sorunları nedeniyle uzun mesafe yürüyemeyen Demirel, Başkent Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi ve Bütün Dünya Genel Yayın Yönetmeni Mete Akyol’un sürücülüğünü yaptığı bir elektrikli golf aracıyla Merkez Kütüphanesi’ni gezdi. Prof. Dr. Haberal, resmi açılış töreninin ardından Demirel’i yeni açılan Başkent Bulvarı’ndan uğurladı. Ev sahibi Prof. Dr. Mehmet Haberal, Kongre ve Kültür Merkezi’nde konuklarıyla yakından ilgilendi.
Rektör Prof. Dr. Ali Haberal, ilk betonu, 2013 yılında inşaatın içine kadar inen Prof. Dr. Mehmet Haberal tarafından dökülen Kongre ve Kültür Merkezi bünyesindeki Merkez Kütüphanesi’nin, Türkiye’nin en büyük üniversite kütüphanesi olduğunu şu sözlerle ifade etti: “1993 yılında, Sayın Hocamız Profesör Doktor Mehmet Haberal tarafından kurulan üniversitemiz bugün 11 fakülte, bir devlet konservatuarı, 6 meslek yüksekokulu ve 7 enstitü ile eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Üniversitemizde 1492’si akademik personel olmak üzere toplam 8 bin 744 kişi çalışmaktadır. Öğrenci sayımız ise 9 bin 531’dir. Kuruluşundan bugüne üniversitemizden 23 bin 6 kişi mezun olmuştur. İçinde bulunduğumuz üniversite kampüsü 3 milyon 194 bin 721 metrekarelik bir alana sahiptir. Bugün hizmete sunacağımız 32 bin 250 metrekarelik Kültür Merkezi bünyesinde 12 bin 500 metrekarelik alanı olan Merkez Kütüphanesi içinde, kafeterya, 24 saat hizmet veren 60 kişilik çalışma odası, özel koleksiyon salonu, sanat odası, görsel-işitsel salon, görme engelli öğrencilerimiz için birey salonu, 11 adet bireysel çalışma odası, 7 adet grup çalışma odası ve bin kişilik oturma alanı mevcuttur. Kütüphanemiz, 1 milyon kitabı barındırabilecek kapasiteye sahiptir. Okuyucuların katalog taraması ve araştırma yapabilecekleri 77 adet terminal bulunmaktadır. Kütüphanemiz, 150 bin kitap ve kitap dışı materyal, 120 bin elektronik kitap, 1478 adet basılı dergi ile hizmet vermektedir. 27 adet veritabanından 29 bin 813 elektronik dergiye erişmek mümkündür. YÖK’ün 12 Haziran 2014 tarihli raporunda, Türkiye’deki üniversite kütüphanelerinin 8 tanesinin 10-12 bin metrekarelik alana sahip olduğu açıklanmıştır. Üniversitemiz kütüphanesi mevcut kullanım alanıyla hizmete sunulan en büyük kütüphane olma özelliğini taşımaktadır.”
Yeni oluşturulan Mediko-Sosyal Merkezimiz, 500 metrekarelik bir alanda 5 adet muayene odası, 1 adet diş kliniği ve dört yataklı 2 gözlem odasına sahiptir. Öğrenci yurtlarımızda 3 adet 200 metrekarelik okuma salonları hizmete sunulmuştur. Kampüs içinde ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla 1750 metre uzunluğunda iki şeritli Başkent Üniversitesi Bulvarı ve Nizamiye Kapısı oluşturulmuştur. Kuruluş yıllarında, tek bir bodur ağacın bulunduğu bu çöplük alanında dikilen 4,5 milyon ağaçla Başkent Üniversitesi sadece eğitim ve öğretimde ışık saçan, geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimizin yetişmesini sağlayan bir ortam olmanın yanı sıra, yeşile verdiği önemli katkı sonucu, yaratılan bu orman ile betonlaşan başkentimizin nefesi olacaktır. Üniversitemizi yoktan var eden ve bugünlere ulaşmamızı sağlayan kurucumuz, hocamız Sayın Profesör Doktor Mehmet Haberal’a şükranlarımı sunuyorum. Bu tesislerin yapımında, projelendirilmesinde emeği olan başta Erkan Haberal ve mimarımız Özlem Çalışkan olmak üzere tüm çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Biz Başkent Üniversiteliler, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini ve devrimlerini rehber olarak görüp, bütün gücümüzle çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kurucumuz Profesör Doktor Mehmet Haberal’ın her zaman dile getirdiği gibi, hafta 7 gün-gün 24 saat çalışarak, akademik camiada ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğiz.”
Salonları var, bulvarları var. Bir yeniden geleceğe gayet açık, gayet net bir bakış var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, onun kurucusu Büyük Atatürk’ün gösterdiği yolda, sendelemeden, sekteye uğramadan yoluna devam edecektir. Ve bu yolculukta, halkından destek almaya devam edecektir. Ve Türk halkı, bu Cumhuriyeti kuran Büyük Atatürk’ün gösterdiği yolu, iyi yol olarak seçmiştir. Ve ona minnettardır. Şükran borçludur. Ve O’nu minnet ve şükranla her zaman için anar.”
Konuşmasının ardından Demirel’e, günün anısına Prof. Dr. Mehmet Haberal tarafından bir plaket takdim edildi. Prof. Dr. İhsan Doğramacı Konferans Salonu’ndaki törenin ardından, Kongre ve Kültür Merkezi’nin açılış kurdelesini 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Prof. Dr. Mehmet Haberal birlikte kestiler. Daha sonra Haberal, Demirel’e eşlik ederek Kongre ve Kültür Merkezi bünyesindeki Merkez Kütüphanesi hakkında bilgi verdi. Sağlık sorunları nedeniyle uzun mesafe yürüyemeyen Demirel, Başkent Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi ve Bütün Dünya Genel Yayın Yönetmeni Mete Akyol’un sürücülüğünü yaptığı bir elektrikli golf aracıyla Merkez Kütüphanesi’ni gezdi. Prof. Dr. Haberal, resmi açılış töreninin ardından Demirel’i yeni açılan Başkent Bulvarı’ndan uğurladı. Ev sahibi Prof. Dr. Mehmet Haberal, Kongre ve Kültür Merkezi’nde konuklarıyla yakından ilgilendi.
