Ergenekon davası kapsamında 4 yıldır tutuklu bulunan CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, anayasal üç hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı.
06 Aralık 2012 01:21
Haberal, kaçma, delilleri karartma şüphesi altında olmadığına işaret ederek, hem bir hekim, hem de milletvekili olarak tutukluluğu nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nce uğradığı hak ihlalinin tespit edilip, mağduriyetinin giderilmesini istedi.
Prof. Dr. Haberal avukatı Dilek Helvacı aracılığıyla 30 Kasım’da bireysel başvuru dilekçesini Anayasa Mahkemesi’ne ulaştırdı. Başvuru dilekçesinde, suçluluğu hakkında kuvvetli şüphe ve tutuklama nedenleri bulunmadığı halde özgürlüğünden yoksun bırakılması nedeniyle Anayasa’nın 19. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen “Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir. Hâkim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir” ilkesinin ihlal edildiği vurgulandı.
Uzun süre tutuklu kalması ve makul süre içerisinde serbest bırakma hakkının elinden alınmış olması nedeniyle Anayasada düzenlenen “Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir” hükmüne aykırı davranıldığını vurguladı.
Prof. Dr. Haberal’ın bireysel başvuru dilekçesinde üçüncü gerekçe olarak da tutukluluğa itirazı etkili bir şekilde inceleme yetkisine sahip çekişmeli bir yargı mercine başvuru yolu bulunmaması nedeniyle “Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir” anayasal hükmünün ihlal edildiğine işaret etti.
Haberal’ın evi ve ofisinde yapılan aramalarda en küçük suç delili bulunmadığı, iddianameye konu tüm eylemlerinin anayasal hakların kullanımına dayalı yasal faaliyetler olduğu anlatılan dilekçede, kendisinin milletvekili olduğu, uluslararası alanda tanınan bir bilim adamı olması nedeniyle kaçma, delilleri karartma şüphesi altında olmadığı anlatıldı. Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca Haberal’ın yalnızca seçildiği Zonguldak bölgesini değil tüm Türk milletini temsil eden bir milletvekili olduğu belirtilen dilekçede, “Anayasanın temel düzenlemelerinden biri olan demokrasinin doğal gereği olan yasama faaliyetine iştirak edebilmesi için tutukluluk haline son verilmesi gerekmektedir. Milli iradenin tecelli edilmesi için de Türk milleti adına karar vermekle yükümlü mahkemenin bu ihlali tespit ederek, mağduriyetin giderilmesi” talep edildi.
Avukat Dilek Helvacı, daha önce AİHM’e sağlık nedeniyle başvuru yapıldığını anımsatarak, “Sayın Haberal bugüne kadar hep Türkiye’de hukuku aradı. Uzun tutukluluğu nedeniyle 9 hakim Türkiye’de mahkum oldu, ancak yeni yasal düzenlemeyle hakimlere karşı yargı yolu kapatıldı. Prof. Dr. Haberal, partisinin ilke kararı üzerine AİHM’e gitmişti, henüz karar çıkmadı. Bireysel başvuru yolu açılınca kendi ülkesinde adaleti arama, bulma arayışı var. Bu nedenle bireysel başvuru kararı verdi” değerlendirmesini yaptı.