Demir: Kimsenin bu ülkeyi karanlığa götürmeye gücü yetmez
Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir, “Gazi Mustafa Kemal bize Türkiye Cumhuriyeti’ni eser olarak bırakmış. Bizim görevimiz de bu esere sahip çıkmak. Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıktığımız sürece kimsenin bu ülkeyi karanlığa götürmeye gücü yetmez. Kahve köşelerinde, rakı masalarında devrim yapmayı bırakacağız. Demokrasi için kavga edeceğiz, bu ülkenin bütünlüğü için kavga edeceğiz, 80 milyon insan için kavga edeceğiz.” dedi.
08 Nisan 2018 22:33
Alevi Kültür Dernekleri Kdz. Ereğli Şubesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Kdz. Ereğli Şubesi’nin düzenlediği, Gazeteci-Yazar Banu Avar’ın konuşmacı olarak yer aldığı “Dünya Düzeni” başlıklı konferansa katılan Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir, konferansın öncesinde bir konuşma yaptı. Hazreti Ali’nin “Öldükten sonra yaşamak isterseniz kalıcı bir eser bırakın” sözüne atıfta bulunan Demir, şöyle dedi: “Gazi Mustafa Kemal bize Türkiye Cumhuriyeti’ni eser olarak bırakmış. Bizim görevimiz de bu esere sahip çıkmak. 102 şubesi, 51-52 ilde örgütü olan bir kurumun genel başkanlığını yapıyorum. Çok fazla geziyorum. Gittiğim her yerde son 15 yıldır karşılaştığım şey şu; bu iktidar bu ülkeyi başka bir noktaya götürüyor, ne yapacağız diye. Bu ülkeyi hiç kimse hiçbir yere götüremez. Hele biz Aleviler, biz çağdaş, aydın, demokrat olan insanlar olduğumuz sürece, bu Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıktığımız sürece kimsenin bu ülkeyi karanlığa götürmeye gücü yetmez. Bu ülkenin birlikte yaşama kültürüne ihtiyacı var. Biz el ele vereceğiz. Bu ülke bizim. Söz konusu vatansa gidecek başka bir yerimiz yok. Biz bu ülkeyi sahiplenecek ve birlikte mücadele etme kültürünü geliştireceğiz. Bencilliği bırakacağız, birbirimizi ötekileştirmeyeceğiz. Kahve köşelerinde, rakı masalarında devrim yapmayı bırakacağız. Herkesi mutlaka bir arada tutup bu ülkenin selameti için mücadele edeceğiz. Çocuklarımızın yarınlarını birlikte kurmak zorundayız, Alevisiyle Sünnisiyle kimseyi ayırt etmeden. Kimseyi inancıyla farklı bir noktaya götürmeden birlikte yaşama kültürünü geliştirmek zorundayız. Çünkü bu ülke bizim.”
FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimini de anımsatan Demir, “Biz yıllardır gittiğimiz her yerde Fethullah Gülen Terör Örgütü’nün liyakate değil kadrolaşmaya dayalı bir örgütlenme oluşturduğunu söylüyoruz. ‘Bunlar bu ülkenin başına bela olacak’ dedik. Ben bir mitingde Fethullah Gülen’i eleştirdim diye savcılar beni yargıladılar. Geldiğimiz noktada ise biz haklı çıktık.” dedi. Demir şunları kaydetti: “Bakın biz 20 milyon insanız Türkiye’de, 20 milyon Aleviyiz. Alevilerin özel okulları yoktur, dershaneleri yoktur. Devletin bütün ayrımcılığına rağmen Aleviler her şeye rağmen çocuklarını götürürler devlet okullarına teslim ederler. Tam da bu noktada bu devlet bizim. Bugün birileri yönetebilir. Yarın da birileri gelip yönetecek. Biz Özal döneminde de çok çektik. Demirel döneminde de çok çektik. Hani o ‘Bana sağcılar adam öldürdü dedirtemezsiniz’ diyen Demirel’e yıllar sonra sarılır hale geldik. Dün tesadüfen televizyonda Temel Karamollaoğlu’nun bir röportajını dinledim. Ve eyvah dedim, 32 canımızın, 33 canımızın diri diri yakılmasına sebep olanlardan biri Temel Karamollaoğlu’ndan biz medet umar hale geldik. O yüzden çok çalışmamız ve çok üretmemiz lazım. Çağdaş, aydın, demokrat olan herkese sahip çıkmamız lazım. Mutlaka bu ülkenin geleceği için çocuklarımıza sahip çıkmamız lazım. Ve buradan bir çağrı daha yapayım CHP’li arkadaşlarıma: Bu ülkenin kötü gidişatının temelinde CHP yatıyor. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediye meclis üyeliğini yaptım. Yıllardır gittiğim her yerde söylediğim gibi, genel başkana da söylemiştim. CHP’li belediye başkanları mutlaka ve mutlaka Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Alevi kurumları, demokrat ve çağdaş olan ne varsa hepsine sahip çıkıp yurt yapmaları lazım. Ve o yurtları oralara teslim etmeleri lazım. Cemaatler yurtlar ve okullardan dolayı bu ülkeyi ele geçirdiler. Bizim bir tane yurdumuz yok, bir tane özel okulumuz yok. Ve çocuklarımızı yıllarca cemaatlerin eline verdik. O çocuklar oradan başka bir noktaya gittiler. Burada bizim de eksikliğimiz çok. O yüzden herkes kavga edecek. Demokrasi için kavga edeceğiz, bu ülkenin bütünlüğü için kavga edeceğiz, 80 milyon insan için kavga edeceğiz. Biz yozlaşan insanları bile mutlaka ve mutlaka bir noktaya taşımak zorundayız.”