Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda, öğrencilerin kılık kıyafetlerinin serbest olmasına Eğitim ve Bilim İş Görenleri Sendikası (Eğitim-İş) Ereğli Temsilcisi Cengiz Başaran tepki gösterdi.
29 Kasım 2012 00:20
Eğitim-İş Ereğli Temsilcisi Cengiz Başaran EreğliBülteni’ne yaptığı açıklamada, MEB’e bağlı okullarda öğrenim gören öğrencilere yönelik kılık-kıyafet yönetmeliğinin değiştirildiğini ve söz konusu yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayımlandığını anımsattı.
Bu yönetmelikle, yönetmelikte belirtilen sınırlamalar dışında okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde, öğrencilerin kılık-kıyafetlerinin serbest kalacağını ifade eden Başaran, şöyle dedi: “Kız öğrenciler ortaokul ve liselerdeki seçmeli derslerde, yani Kur’an-ı Kerim gibi derslerde başlarını örtebilecekler. 4+4+4 düzenlemesiyle birlikte eğitimin dinselleştirileceğine daha önce Eğitim-İş Sendikası olarak vurgu yapmıştık. Eğitimi dinselleştiren siyasi iktidar, bu yönetmelikle birlikte, esasında bu serbestiyle birlikte gerçek niyetini ortaya koymuştur. Niyet ortadadır.
Esas amaç, türbanı anaokulundan liselere kadar okullara sokmaktır. Türbanın okullara girmesiyle birlikte ise, başını örten ve örtmeyen öğrenciler arasında kamplaşmalar olacağını görmekteyiz. Hatta sınıflar, erkek öğrenciler ve kız öğrenciler olmak üzere ikiye bölünecek. Bu da eğitim birliğini zedeleyecek. Laik eğitimi zedeleyecek diye düşünmekteyiz. Böylelikle bir adım daha ileriye gidilmiş ve karma eğitim sona ermiş olacak.
Eğitimde 4+4+4 süreciyle birlikte başlayan tüm bu düzenlemelerin, dinselleştirilmiş, gerici bir eğitimi doğuracağını daha önceki tespitlerimizde de kamuoyu ile paylaşmıştık. 4+4+4 düzenlemesinin gerçek niyeti, işte artık daha net olarak gün yüzüne çıkmaya başlıyor. Belli ki siyasi iktidar, uzun vadede bu uygulamayı daha da ileriye götürerek gerçekte yapmak istediği, eğitimi tam olarak dinselleştirmeyi başarmış olacak diye gözlemliyoruz. Çünkü bu uygulamalar bize, böylesi bir yolda olduğumuzu gösteriyor.”
“SERBESTLİK, ZENGİN-YOKSUL AYRIMI YARATACAK” Eğitim-İş Sendikası olarak yönetmeliğin aksayan ve hatalı yönlerini yargıya taşıyarak düzeltilmesi konusunda gereken girişimleri yapacaklarını dile getiren Eğitim-İş Ereğli Temsilcisi Başaran, ‘Kılık-kıyafet serbestliği, ekonomik bakımdan bir sınıfsal ayrımı da beraberinde getirir mi’ sorusunu ise şu şekilde yanıtladı: “Bu yeni yönetmelik öncesinde, şu an uygulanan mevcut kurallardaki okul forması dediğimiz olgu, çocukların sosyo-ekonomik farklarını kapatan bir durumdu.
Ülkemizde, şehirlerimizde, ilçelerimizde ve köylerimizde maddi durumu iyi ya da iyi olmayan pek çok çocuğumuz var. Ve hepsi bir arada okuyorlar. Evet mahalle mahalle farklılıklar olabilir ancak tek tip kıyafet olarak adlandırılan bu okul formasının ortadan kaldırılmasıyla, bu kez zengin-yoksul ayrımı ortaya çıkabilir. Ekonomik uçurumların daha da gün yüzüne çıktığı görülebilir. Bu da işin bir başka boyutudur. Serbest kıyafet uygulaması yıllardan bu yana hep konuşulan-tartışılan bir konu olmuştur. Ama bu nedenlerden dolayı hep ertelenmiştir.”
“GELECEKTEN KAYGI DUYUYORUZ” Yeni yönetmelikle getirilen bazı sınırlamalara da değinen Başaran, şunları kaydetti: “Örneğin yönetmelikte vücut hatlarını belli eden dar giysiler giyilmeyecek deniliyor. Bu kez okullarda, ‘çocukların kıyafeti ne kadar dar’ tartışmaları başlayacak. Daha önce okul forması eksikti-düzgündü-değildi diye bunlarla uğraşan öğretmenler ve idareciler, bu kez de çocukların kıyafetlerinin darlığıyla ilgilenecekler. Sonuçta bu da kendi içerisinde bir tek tip kıyafeti yaratmış olacak. Bizim bir endişemiz, bu serbest kıyafetin sonucunda yine tek tip bir kıyafete, yani bu serbest kıyafetin türbana dönüşmesiyle, yine tek tipe ulaşmasıdır.
Aslında bilimsel ve pedagojik dayanağı olmayan, çok apar topar yapılmış, idarecilere, öğretmenlere, sendikalara sorulmadan direkt olarak karar verilmiş bir değişikliktir. Oysa aksaklıklarıyla uğraşacak olanlar yine okul idarecileri ve öğretmenler olacak. Gelecekte, bu serbest kıyafetle birlikte pek çok sıkıntının artacağını düşünüyoruz ve kaygılıyız.
4+4+4’le başlayan bu sorunlu eğitimin, ileride daha büyük sıkıntılar yaratacağını görüyoruz. Ancak burada velilerin de, bu yeni sistem ve değişiklikler konusunda bilinçli ve müdahaleci olmalarını, sendikalar ve öğretmenlerle birlikte bu işin çözülebilmesi ile aksaklıkların giderilebilmesi konularında bizlerle ortak mücadele vermelerini istiyoruz.”