Ereğli’de ‘Mimar Sinan/Eserleri ve Efsaneleri’ konulu konferans düzenlendi.
25 Nisan 2013 01:27
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Ereğli Temsilciliği tarafından düzenlenen konferansa konuşmacı olarak Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Ereğli Mimarlar Odası Başkanı Mimar Sertan Ocakcı katıldı. Slayt gösterisi eşliğinde Mimar Sinan’ın hayatından kesitler anlatan Mimar Ocakcı, her yıl Nisan ayında ülkenin birçok kentinde ‘Mimar Sinan’ı Anma Etkinlikleri’ düzenlendiğini anımsattı. Mimar Sinan’ın, Van Gölü üzerinde inşa ettiği üç kadırga sayesinde ‘haseki’ unvanını aldığını anlatan Ocakcı, şöyle dedi: “Mimar Sinan, bunun sonrasında da Prut Nehri üzerinde inşa ettiği köprüyle, başmimarlık görevine getirildi. Bunun, günümüzdeki karşılığını Bayındırlık, yani Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak da düşünebilirsiniz. Orduyla birlikte sefere çıkıp, gittiği yerlerdeki farklı mimarileri inceleyerek kendini yetiştiren Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman, İkinci Selim ve Üçüncü Murat olmak üzere üç padişah döneminde başmimarlık yaptı. İmparatorluğun gücünü simgeleyen en büyük yapıların tasarlanıp, inşa edilmesinde de en büyük rolün sahibi olan Mimar Sinan, 50 yıllık başmimarlık görevi boyunca yapılarında getirdiği yeniliklerle Osmanlı-Türk-İslam birleşimini de ortaya çıkaran mimar oldu. Mimar Sinan, dünya üzerinde üç kıtada eseri olan tek mimardır.”
Mimar Sinan’ın inşa ettiği cami, hastane ve diğer yapılardan fotoğrafları da katılımcılarla paylaşan Ocakcı, Mimar Sinan’ın hayatı boyunca 84 cami, 7 darül-kurra, 3 hastane, 48 hamam olmak üzere kayıtlara geçen toplam 375, resmi olmayan rakamlara göre 453 yapıya imza attığını söyledi. Mimar Sinan’ın İstanbul’da inşa ettiği içme suyu havuzu sayesinde dönemin su sorununu çözdüğünü ve 1554 yılında havuz fikrini oluşturduğuna vurgu yapan Mimar Sertan Ocakcı, ilgiyle izlenen televizyon dizisi Muhteşem Yüzyıl’a da atıfta bulunarak “Kanuni Sultan Süleyman devri, birçok ünlü adamı beraberinde getiriyor. Bunların arasında, Mimar Sinan da yer alıyor. Ve sonraları Mimar Sinan, Kanuni, Hürrem Sultan, Şehzade Mehmet, Mihrimah Sultan, Pargalı İbrahim Paşa ve Malkoçoğlu gibi isimler için eserler ortaya koyuyor.” dedi.
MİMAR SİNAN’IN ESERLERİNE GİZLEDİĞİ MESAJLAR Yarım kubbe ile ideal merkezli bir yapı meydana getirerek Rönesans mimarisinin rüyasını gerçekleştiren Mimar Sinan’ın, filayağı denilen devasa kolon taşıyıcısının da mucidi olduğunu dile getiren Ocakcı, şöyle devam etti: “Hesap makinesinin, betonun, bizim bildiğimiz anlamdaki demirin ve hiçbir teknolojik imkânın olmadığı dönemlerde Mimar Sinan’ın yaptığı eserler, orantıları, beş yüz yılı aşkın süredir ayakta kalmaları, ince taş-çini işçilikleri ve her birindeki ayrı ayrı ince mesajlarıyla günümüzde halen hayranlık uyandırmaktadır. Mimar Sinan’ın ‘kalfalık eserim’ dediği Süleymaniye, İstanbul’un simgesi halindedir. Süleymaniye’nin kubbe kasnağının 32 pencereli olması 32 farza, yüksekliklerin ebced hesabındaki karşılıkları da Allah isminin ve Hz. Âdem’in rakamsal karşılıklarına işaret etmektedir. Dört minare Kanuni’nin İstanbul’un fethinden sonraki dördüncü padişah oluşu, dört minaredeki toplam on şerefe ise onuncu padişah olduğu anlamını taşımaktadır. Mimar Sinan, Süleymaniye içerisinde akşam saatlerinde yanan kandillerin is yaratacağını da düşünerek dört pencere ve isin toplanacağı bir oda da yaptı. Burada isin ıslak bir zemine inmesini sağlayarak da mürekkep elde edilmesini sağlamıştır. Mimar Sinan, daha önce kilise olan Ayasofya’daki siluetin oluşturduğu ‘Yakup’un merdiveni’ imgesine de Süleymaniye ile yanıt vermiş, ‘Allah’a ulaşılabilecek yegâne merdiven İslam’dır, aman yanlış merdivenden gitmeyin’ demiştir.”
Mimar Sinan’ın ‘ustalık eseri’ olarak nitelediği Edirne’deki Selimiye Camii’ne 80 yaşında iken başladığını ve 87’sindeyken caminin tamamlandığını ifade eden Ocakcı, “Selimiye, Osmanlı-Türk Mimarisi ve dünya mimarlık sanatının başyapıtlarından biridir. Selimiye Camii minaresinde, üç ayrı merdivenden çıkan üç kişi, birbirini görmeden aynı anda yukarıya çıkabilmektedir. Halen böyle incelikteki bir minare yapılabilmiş değildir. DNA sarmalı gibi olan bu plan, halen bir mucize gibi görülmektedir. Selimiye’deki minber de, dünya üzerinde eşi-benzeri olmayan ve tek parça mermer üzerine iki buçuk yılda işlenmiş bir yapıdır. Dünyanın en büyük kubbesine sahip Ayasofya’dan da daha büyük bir kubbesi vardır.” şeklinde konuştu.
Mimar Sertan Ocakcı’nın, Mimar Sinan’ın dönemine ait anlattığı rivayet ve efsaneler de merak ve ilgiyle dinlenirken, katılımcılar anlatılanlara sık sık alkışlarla karşılık verdi. Konferansı, MHP Ereğli İlçe Başkanı Talat Şeker, Saadet Partisi Zonguldak Başkan Yardımcısı İsmail Yılmaz, Saadet Partisi Kdz. Ereğli İlçe Başkanı Gökhan Göktaş, BBP Ereğli İlçe Başkanı Nizamettin Halıcıoğlu ile kalabalık bir topluluk izledi. Konferansın sonunda Ocakcı’ya, AGD Zonguldak Şube Başkanı Murat Şen tarafından plaket takdim edildi.