Ereğli’de, İzgören Akademi Yönetim Kurulu Başkanı, Kişisel Gelişim Uzmanı-Yazar Ahmet Şerif İzgören tarafından, ‘Hayatımız Film’ isimli iletişim semineri gerçekleştirildi.
27 Kasım 2012 01:26
Ereğli Lisesi Mezunları Derneği tarafından düzenlenen etkinlik, ilçedeki Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Sinema Salonu’nda yapıldı. Elde edilen bilet geliri burslu öğrenciler yararına kullanılmak üzere düzenlenen seminer öncesinde, İzgören Akademi ekibi tarafından Kişisel Gelişim Uzmanı-Yazar Ahmet Şerif İzgören’in kitaplarının tanıtım ve satışı yapıldı.
Sinema salonunda tek bir koltuğun bile boş kalmadığı iletişim seminerinde Kişisel Gelişim Uzmanı-Yazar Ahmet Şerif İzgören’in sunum ve konuşmaları büyük ilgiyle izlendi. Seminer katılımcılarını gruplandırarak akışa dahil eden ve izleyicilerini her an diri tutmayı başaran İzgören, projeksiyona yansıtılan bazı fotoğrafları göstererek, fotoğraftaki kişilerin nereli oldukları ve ne iş yaptıklarıyla ilgili tahminleri aldı.
“İNSANLARI GÖRÜNÜŞLERİNE GÖRE DEĞERLENDİRMEMEK GEREKİR” İnsan beyninin, gördüğü ve yeni tanıştığı kişilerle ilgili olarak ilk karşılaşma anında 30 ila 90 saniye arasında bir karar verdiğini ve sonradan da bu yargıların değiştirilmesinin zor olduğunu anlatan İzgören, yaşadığı ve yaşanmış olay tecrübelerini paylaşarak bu konuda olabilecek yanılgılara dikkat çekti.
Bir başkası tarafından da önceden iletilmiş görüşlerle çizilmiş portreler nedeniyle de insanların şartlanabileceğini ifade eden İzgören, “İnsanları tiplerine, görünüşlerine göre değerlendirmemek, haklarında karar vermemek gerekir.” dedi.
İzgören verdiği iletişim ve farkındalık seminerinde, yine projeksiyona yansıtılan bir pazaryeri fotoğrafını farklı katılımcıların birbirlerine anlatmasını sağlayarak, anlatım aktarımları sırasında yaşanan problemleri de katılımcılara gösterdi. İzgören, “Direkt olmak kadar değerli bir şey yok. Çünkü iletilen şeyler hep başka türlü gidiyor diğer tarafa.” şeklinde konuştu.
Seminer katılımcılarına ‘DASK’ kuralından da söz eden İzgören, “DASK’ı biliyorsunuz, Doğal Afet Sigortaları Kurumu. Aslında iletişime baktığınızda onun da bir Doğal Afet Sigortaları Kurumu var. Bu Dürüstlük, Açıklık, Sadelik ve Karşılıklılıktır.” görüşlerine yer verdi. Gülümsemenin, iletişimdeki önemine de vurgu yapan İzgören, iş yaşamında ve gündelik yaşamda gülümseyen insanların daha iyi iletişim kurabildiklerinin ve sorun çözümünde daha başarılı olduklarının altını çizdi.
“SAHİP OLDUKLARINIZ ZENGİNLİK GÖSTERGESİ DEĞİLDİR” Türklerin genel özellikleri olan dokunarak iletişim kurmanın, başka hiçbir kültürde olmayan bir samimiyet göstergesi olduğunu belirten İzgören, bu konudaki bazı iletişim anketi sonuçlarını da açıkladı. Aile içi ve şirket içi iletişimde de açık olmanın çok önemli olduğunu, zaman zaman bireylerin birbirlerine zaman ayırarak tüm konuları açıklıkla konuşması gerektiğini dile getiren İzgören, ‘marka’ ve ‘imaj’ kelimeleriyle pompalanan ve özellikle gençlere yönelik yürütülen ‘tüketim kültürü’nün arka yüzündeki gerçekleri de görmek gerektiğini söyledi. İzgören, şöyle dedi: “Makamların, kıyafetin, tipin havasına girmemek gerekir. Bir gün ceketinizi çıkardığınızda, makamınızı bıraktığınızda geride yanınızda kaç insan kaldığını, kaç dostunuz kaldığını görürsünüz. Ordudayken bir ders aldım, sen rütbeni önemsersen, astlar seni hiç önemsemezler. Ama eğer sen rütbeni önemsemezsen, astlar senin rütbeni senden daha fazla önemserler. Özellikle gençler, markayı bir kenara bırakın. Yüreğiniz sağlam olsun. O markalar hiçbir şey ifade etmiyor. Neye sahip olduğunuz ne kadar zengin olduğunuzu göstermez. Neye ihtiyacınız olduğu ne kadar zengin olduğunuzu gösterir.”
Seminer sırasında bir ara tüm katılımcılarla birlikte zeybek oynayan İzgören, konuşmalarındaki esprili tavrı ve örneklemeleriyle salondakileri sık sık güldürdü.
EREĞLİ İÇİN ANLAMLI SÖZLER Hayata bir şey katma niyeti ve fikrinin çok değerli olduğunu vurgulayan İzgören, şu ifadelere yer verdi: “Hayatta çaba ve emekten daha değerli bir şey yoktur. Öğrendiğim bir şey var ki, evinize giren para miktarı ile evinize giren saadet miktarı arasında zerre kadar ilişki yoktur. Bunu gerçekten Ereğli’yi ayrı tuttuğum için söylüyorum. Yıllardır Ereğli’ye geliyorum. ERDEMİR’de eğitimler veriyorum. Burada insanların evlerine nasıl ekmek götürdüklerini iyi biliyorum. Bir eve giren saadet miktarını akşam anne-babanın evine girerken gömleğindeki hafif ter kokusudur. Eve çabayla, emekle ekmek girmiyorsa, saadet de girmez. Ereğli halkının bunu çok hak ettiğini, nasıl her kuruşunuzun helal olduğunu da çok iyi biliyorum. Kolay para saadet getirmiyor.”
Anadolu insanının kıvrak zekası ve misafirperverliğine de atıfta bulunan örnekler veren İzgören, şunları kaydetti: “Karşılaştığımızda bize ‘Yabancı mısın’ diye sordular. ‘Kalacak yeriniz var mı, nerede kalacaksınız’ diye sordular. Ama bir tanesi bile, sen Türk müsün, Kürt müsün, Alevi misin, Sünni misin diye sormadı. Bizi ayakta tutan vatan sevgisidir. Yapılan propagandalara hiç inanmayın. Bu bayrağı sevmenin hiçbir inancı, hiçbir etnik kökeni yok. 10 yıl propaganda yaparak Yugoslavya’yı böldüler. Ülkemizi 40 yıl propaganda, üzerine 40 yıl terörle bölemediler. Bundan sonra da kesinlikle bölemezler, bölemeyecekler. Gönlünüz rahat olsun.”
SEMİNER GELİRİYLE ÖĞRENCİLERE BURS SAĞLANACAK Seminer sonunda Ereğli Lisesi Mezunları Derneği Başkanı Cüneyt Şahinöz ve beraberindeki dernek yöneticileri tarafından İzgören’e etkinlik anısına plaket ve çiçek takdim edildi. Şahinöz buradaki konuşmasında, “Derneğimizin amacı, Ereğli Lisesi’nden mezun olmuş ve üniversite eğitimine başlayan öğrencilerimize yardım etmektir. Bu kapsamda bugüne kadar 80 öğrencimizin üniversite eğitimlerini tamamlamasına bir nebze olsa katkı sağladık. Şu anda 21 öğrenciye burs sağlıyoruz. Sizler şu anda bu salonda olmakla, bize 3 öğrenci arkadaş daha kazandırdınız. Hocamızı da burada ağırlamaktan son derece mutlu olduk. Hem siz katılımcılara hem de hocamıza teşekkür ediyorum.” dedi.
