Eski Devlet ve Sağlık Bakanı Rifat Serdaroğlu, “Dünyada yaşayan hiçbir canlı, hiçbir hukuk adamı, hiçbir hukuk insanı, hiçbir siyasetçi, bana Mehmet Haberal’ın burada neden yattığının yanıtını veremez. Bu ayıp da Türkiye’ye yeter.” dedi.
02 Haziran 2013 03:08
Eski Devlet ve Sağlık Bakanı Rifat Serdaroğlu, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal’ı tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Ziyaretin ardından EreğliBülteni’ne konuşan Serdaroğlu, iktidarın 2002 yılından bu yana devleti devlet adamı gibi değil, belediye encümeni yönetir gibi yönettiğini belirtti. Ülkenin bugünkü gergin ve sıkıntılı süreci yaşamasının sebebinin, bugüne kadarki devlet yöneticilerinin iç düşmanlara karşı devleti dizayn etmemesinden kaynaklandığını belirten Serdaroğlu, şöyle dedi: “Bir Cumhuriyetçi ve demokrat olarak, Türkiye’de geçmişten bugüne, Atatürk’ten bu yana siyaset adamlarının, biz devlet adamlarının bana en büyük hatası şudur ki; Türkiye Cumhuriyeti devletini dıştan gelecek düşmanlıklara karşı dizayn edilmiş. Bu devleti kuranlar hiçbir zaman devletin içinden Cumhuriyet rejimini yıkacak insanların çıkabileceğine inanmamışlar. Şimdi bakıyorsunuz, Cumhuriyet’in temel değerlerine, temel niteliklerine karşı olduğunu alenen ve açıkça söyleyen bir iktidar, tek başına üç dönemdir seçim kazanıyor. Bunun elbette, çeşitli siyasi ve ekonomik sebepleri, yöntemleri var. Bunlar ayrıdır ama bizim hatamız; Cumhuriyeti, demokrasiyi ve devleti, kendini savunacak iç düşmanlara karşı dizayn etmememizdir. En büyük hata budur.”
“REYHANLI BAŞKA BİR İKTİDAR DÖNEMİNDE YAŞANSA, ERDOĞAN NE SÖYLERDİ?” AKP’nin fikir yapısının yanlış olduğunu ve Cumhuriyet’in temel değerlerine karşı olduklarını ifade eden Serdaroğlu, dış politika konusunda da iktidarın ‘Komşularla sıfır sorun politikası’ diye yola çıkmasına karşın, sorun yaşanmadık komşu bırakmadığını söyledi. Serdaroğlu, şu görüşlere yer verdi: “Devletin bürokratlarına, devlet kadrolarına asla itibar etmediler. Kendi yandaşlarını devlet kadrolarına doldurdular. Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu’nun ne yapabileceği, zaten yazdığı ‘Stratejik Derinlik’ kitabında bellidir. O kitabı okuyan Türkiye’nin bugünkü hale gelişinin sebebini çok iyi anlayacaktır. ‘Komşularla sıfır sorun politikası’ diye yola çıktılar, sorunumuz olmayan komşumuz kalmadı. Kavgalı olmadığımız komşumuz kalmadı. İktidara bakarsanız, herkes hatalı bir onlar hatasız! Sadece ve sadece şu Reyhanlı’daki hadise, 52 canımızı yitirdiğimiz bombalı olay başka iktidar döneminde olsaydı, Recep Tayyip Erdoğan o iktidar için ne derdi? Herkesin bunu çok iyi düşünmesi gerekir. Ne derdi? Ve şimdi ne yapıyor? Uludere’deki, 34 canımızın kaybedildiği olay, başka bir iktidar döneminde olsaydı Recep Tayyip Erdoğan ne derdi? O iktidar için hangi kelimeleri kullanırdı? Bunları bir düşünsün, elini vicdanına koysun. Hepsini çok iyi tanıyorum. 12 yıl bugünkü Cumhurbaşkanıyla parlamentoda ve Avrupa Konseyinde beraber çalıştım. Recep Tayyip Erdoğan Bey’i, yarım pabuçlu halinden bilirim. Bunlar, 2002’den beri devleti, devlet adamı gibi yönetmediler. Türkiye Cumhuriyeti devletini belediye encümeni yönetir gibi yönetmeye kalktılar. Hizmete talip olan siyasetçi elbette hizmet edecek. Yolunu da, suyunu da, tesislerini de, altyapısını da yapacak. Ama devlet adamı gibi düşünüp, ülkenin demokratik standartlarını yükseltmeleri gerekirdi. Ama demokratik standartları bunlar kendi anladıkları şekilde, cemaatlere, tarikatlara özgürlük biçiminde algılıyorlar. O değildir. Evrensel demokrasinin şartlarını Türkiye’de mutlaka ve mutlaka yerleştirmeleri gerekirdi. Bunu yapmıyorlar. Belediye encümeni yönetir gibi devleti yönetiyorlar. Bir belediye başkanı gibi de övünüyorlar. Yazık, çok yazık. İnşallah millet aklını başına toplayacak da bir dahaki seçimlerde bunlara gereken dersi verecek.”
“HABERAL’I BURADA TUTANLARIN, UTANÇTAN İNSAN İÇİNE ÇIKMAMALARI GEREKİR” Silivri Cezaevi’nde ziyaret ederek bir süre görüştüğü CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın dört yılı aşkın süredir tutuklu olmasından büyük üzüntü duyduğunu da ifade eden Serdaroğlu, şunları kaydetti: “Sayın Haberal benim çok eski dostumdur. Hakikaten bizim gönlümüzün bir sevdalısıdır. Beraber Türk sağlık sistemine çok büyük hizmetlerimiz olmuştu. Benim için bu hem bir dostu görmenin mutluluğunu yaşadığım bir gün, hem de Türk demokrasisi adına kahrolduğum bir gündür. Dünyanın kabul ettiği, saygı duyduğu, kıskandığı bir bilimadamını, bir Türk insanını; suçunun ne olduğunu bilmeden cezaevinde yatar halde ziyaret etmek bana çok acı veriyor.
Bizim mensup olduğumuz siyasi camialar, yani Cumhuriyeti söyleyeyim, Türkiye’yi imar etti, inşa etti, çağdaş değerlerle ve çağdaş dünyayla kucaklaştırdı ama demokrasimizi sağlamlaştırmada, Cumhuriyeti korumada ciddi eksiklikler bıraktığımızı görüyorum. Bu beni ayrıca üzüyor. Dünyada yaşayan hiçbir canlı, hiçbir hukuk adamı, hiçbir hukuk insanı, hiçbir siyasetçi, bana Mehmet Haberal’ın burada neden yattığının yanıtını veremez. Bu ayıp da Türkiye’ye yeter. Buradan iktidara ve yargı mensuplarına da seslenmek istiyorum: Ellerini vicdanlarına koysunlar, burada suçsuz günahsız yere yatan insanların bir an önce acılarına son versinler. Bu işi çabuklaştırsınlar ve kimsenin de tesiri altında kalmasınlar.
Dünyanın kabul ettiği, dünyanın saygı duyduğu, dünyanın kıskandığı bir bilim adamı olarak suçunun ne olduğunu bilmeden yıllardır burada yatıyor. Bunları yapanların, utançlarından insan içine çıkmamaları gerekir. Nedir Mehmet Haberal’ın suçu? Nedir burada yatan Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı’nın suçu? Nedir burada yatan insanların suçu? Böyle bir şey olabilir mi? Bir hukuk devletinde insanları suçlamadan, nasıl beş yıla varan sürelerle tutuklu tutabilirsiniz? Bunu hangi vicdan kabul edebilir? Türk milletinin bunları duymadığını, görmediğini mi zannediyorlar? Türk milleti bunları duyuyor, görüyor, biliyor ve yeri geri geldiğinde bunların hesabını soracaktır. Sonu çok kötü olacak. Bunların sonu ibretlik olacak. 30-35 yıllık siyasi tecrübeme dayanarak söylüyorum; bunların sonu ibretlik olacak ve sonlarına kendileri bile şaşıracaklar.”
