Bundan bir yıl öncesiydi. Çalıştığım Ereğli Haber’de 6 Şubat 2012’de yayımlanan yazıda, Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası’na bir çağrıda bulunmuştum. ‘TSO hastane kurmalı’ başlıklı o yazıda, oda yöneticilerine ‘Şirket Yetiştirme Merkezi (ŞYM)’ ve ‘Şirket Hastanesi’ kurulması önerilerini sunmuştum.
‘Şirket Yetiştirme Merkezi (ŞYM)’ ve ‘Şirket Hastanesi’ önerilerinin ayrıntılarını aşağıda okuyabileceksiniz. Ancak geçen yılki yazıya şunu eklemem gerekir… İnanıyorum ki bu çalışmalar, benzer biçimlerde ya da aynen, benzer isimlerde ya da aynen bir ekonomik kuruluş tarafından uygulanacak. Çünkü ticaretin değişen kurallarına bugünkü işletmelerin uyum sağlaması ancak böylelikle olabilir. İstiyorum ki, bunu ilkten Ereğli yapsın ve örnek olsun.
Çünkü yalnızca ‘girişimci yetiştirmek’ yetmiyor. Onlarca, yüzlerce girişimci yetiştirmekle ekonomi bir yere gitmiyor. Şirketlerin sürekliliği, kurulmasından çok daha fazla önem kazandı. Çünkü şirketlerin, işletmelerin ayakta kalması her geçen gün daha da güçleşiyor…
Bugünlerde, hazır Ticaret ve Sanayi Odası konusuna dikkat kesilmişken, bu konuyu yeniden anımsatmayı kendime görev sayarak, TSO’nun bugünkü ve gelecekteki adayları için yineliyorum…
O yazı…
* * *
“Konuştuğumuz iş ve ekonomi çevrelerinden edindiğimiz izlenim ve Ereğli’de piyasa ekonomisiyle direkt bağlantılı insanların büyük bölümünün birleştiği ortak görüş şu ki; Ereğli ekonomisi 2008 sonunda açığa çıkan ve 2009’da etkisini artıran ekonomik krizden büyük yara aldı. Ve kabaca bir hesapla 2009’dan 2011 sonuna gelindiğinde, krizin etkilerinin halen devam ettiğini görüyoruz. Ayrıca ne yazık ki iş çevreleri, ilçe ekonomisinin 2012’deki seyri konusunda da çok umutlu değil.
Ancak ben, Ereğli ekonomisinin lokomotifi konumundaki ERDEMİR’in Genel Müdürü Oğuz Özgen’in 2009’un Mart ayında ‘ölüm sarmalı’ olarak nitelendirdiği krizin etkilerinin, hızlı bir toparlanmayla iyileştirilerek şirketin 2010’da iyi bir karlılık yakaladığını hatırlatmak istiyorum. 2011 sonuçlarını Mart ayında görebileceğiz. Şirketin yine iyi bir karlılık yakalayacağı ve bunun Ereğli’ye hem ekonomik hem de psikolojik anlamda olumlu yansıyacağı tahmin ediliyor.
ERDEMİR’den sonra en yüksek iş ve işçi potansiyeline sahip olan tersanelerin de ekonomik krizden birincil düzeyde etkilenmesi, ilçedeki iç piyasanın tamamıyla silkelenmesine neden oldu. Ama bu konuda da özellikle son dönemde yapılan girişimlerin olumlu sonuçlanacağını umut ediyorum.
Ortaya çıkan üçüncü başlıca sebep de, sac tüccarının ekonomik anlamda büyük sarsıntı yaşamasıydı. Diğer sektörler de bundan kaçınılmaz olarak etkilendi. Denilebilir ki, kriz Ereğli’ye ‘üretim ekonomisi’ne yönelmek gerektiği konusunda ağır bir ders verdi! Bugüne kadar piyasada parayı çevirmekle kendini kurtaran Ereğli, eğer dönen paranın bir bölümünü üretime yatırmış olsaydı bugünkü durum daha farklı olabilirdi.
Ama ben bundan da öte, yönetsel bir ders verdiği görüşünü taşıyorum. Çünkü bu düşünceyi derinleştirirsek, üretime yönelme kararının özünde de yönetsel bir ileri görüşlülük yattığını rahatça anlayabiliriz. Yani aslına bakarsanız, hepsinden önce şunu iyi bilmemiz gerekiyor ki, bir miktar sermayeniz olması, kendi işinizin patronu olmanız şu kaygan ekonomik düzende çok bir şey ifade etmiyor. Bunları iyi bir yönetsel stratejiyle besleyebilirseniz büyüyebilir, üzerine ekleyerek yol alabilirsiniz.
Ereğli ekonomisinin iyileşmesini, büyüyerek ileriye gitmesini istiyorsak; bu ancak iyi yönetilen şirketlerle mümkün olabilir. Küçük bir büfeden, orta ölçekteki bir fabrikaya kadar tüm işletmeler bu döngüye dahildir.
Burada Ticaret ve Sanayi Odası’na bir proje çağrısında bulunuyorum: TSO bünyesinde ‘Şirket Yetiştirme Merkezi (ŞYM)’ ve ‘Şirket Hastanesi’ kuralım!
Bu iki birim bünyesinde yeni girişimciler için her türlü danışmanlık hizmeti kurumsal biçimde verilebilsin. Şirket Yetiştirme Merkezi (ŞYM)’nde yeni işletmelerin mali, hukuki, finansman, patent, eğitim, insan kaynakları, satış-pazarlama, bilgi işlem, dış ticaret gibi birçok alanda ellerinden tutulsun, yürümeleri sağlansın. Proje geliştirilmeye öylesine açık ki, içeriğine birçok faaliyet eklenebilir. Şirket Hastanesi’nde ise, hali hazırda kurulu bulunan ancak ‘hasta olan’ işletmelerin hastalıkları tespit ve tedavi edilsin!
İnanın bu iki projeyle, başarılı olma ve ekonomiyi destekleme potansiyeli çok yüksek işler ortaya konulabilir... Ve yine inanın, Ereğli TSO bu projeleri hayata geçirirse, birçok Ticaret Odası’na örnek olacak bir işe imza atmış olacaktır.
Hepimiz Ereğli’de yaşıyoruz; aynı yağmurda ıslanıyor, aynı güneşte ısınıyoruz. Artık büyük masalar çevresinde kentin yöneticilerini, kurum ve kuruluş temsilcilerini, ileri gelen şirket yöneticilerini görme zamanımız, onların çözüm üretme çabasını alkışlama vaktimiz gelmedi mi?
Gelin bir kadına kulak verin; İndira Gandhi ‘Yumruk yapılmış bir elle el sıkışamazsın’ diyor.
Gelin; açık eller ve açık zihinlerle Ereğli’yi daha iyi günlere taşıyın...
Taşıyalım... (6 Şubat 2012)”
Yorumlarınız;
»
sayın sabriye hanım güzel bir konuya değinmişsiniz,kutlarım yıllar önce bende görevde iken iş adamlarımızı on dört modül den oluşan konular üzerinde akratitasyon eğitimleri vermiş idik.ne yazık ki başka kişi ve kuruluşlar bu konuya yeterli ehemniyeti gösteremediler.bu yüzden duyarlı davranışınızdan dolayı bir kez daha kutlarım.selamlarımla -
yusuf karaoğlu /
18 Şubat 2013- 15:42