TMMOB üyesi bir grup arkadaşımla birlikte hükümetin, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne yönelttiği saldırıları kınamak için, geçtiğimiz cumartesi günü, Ankara’daydık… Kızılay sokaklarında yurdun çeşitli illerinden toplanan üç-dört bin kişiyle birlikte AKP hükümetini protesto ettik… Hem Gezi eylemlerinde yaşamını yitiren arkadaşlarımızı andık, hem de, “AKP TMMOB’dan elini çek” haykırışlarıyla Meclis’teki gece yarısı operasyonuna karşı tepkimizi ortaya koyduk… Malum, TMMOB toplumsal muhalefetin esaslı bileşenlerinden, en diri güçlerinden, AKP tarafından bir türlü teslim alınamayan kalelerinden biri hâlâ… Gezi Parkı’nın betonlanarak rant alanına çevrilmesine karşı çıkan, yaptığı çağrılarla ülke tarihinin en gelişkin eylemlerinin ortaya çıkmasını sağlayan Taksim Dayanışması’nın da motor gücünü oluşturuyor…
Kendisinden olmayan herkese düşmanca yaklaşan AKP, bu vasıfları nedeniyle TMMOB’u hedef tahtasına koydu. Sesini kısmaya, yetkilerini budamaya yönelik niyetlerini zaman zaman ortaya koysa da tepkiler nedeniyle uygulamaya geçemiyordu bir türlü… Sonunda punduna getirdi, Meclis’teki Torba Yasa görüşmeleri sırasında baskın bir şekilde gerçekleştirdi. Usta gazeteci Doğan Tılıç’ın BirGün gazetesindeki köşesinde belirttiği gibi: “AKP’nin örgüt aşkı, ‘Ya benimsin ya kara toprağın’ diyerek, kendine yar olmayan kadını sokak ortasında delik deşik eden adamlarınki kadar öldürücü” idi. “… Ona değil de halka sevdalı TMMOB’a ‘kara toprağın ol o zaman’ dedi, geçen gece yarısı. Meşhur yasa torbalarından birine, yangından mal kaçırırcasına TMMOB’u da sokup, bölüp parçalamaya, güçsüzleştirip yok etmeye yöneldi.”
AKP’DE OYUN BİTMEZ 6235 sayılı kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğinde mesleki bir kuruluş TMMOB… Kuruluş yasasında “Türkiye‘de mühendislik ve mimarlık meslekleri mensupları mesleklerinin icrasını iktiza ettiren işlerle meşgul olabilmeleri ve meslekî tedrisat yapabilmeleri için ihtisasına uygun bir odaya kaydolmak ve azalık vasfını muhafaza etmek mecburiyetindedirler.” deniliyor. Kamu kurumlarında esnetilse de, buna göre, TMMOB’a üye olmayan birsinin ülke dâhilinde mimarlık, mühendislik mesleğini yapması mümkün görünmüyor. Yine yasa, TMMOB’a, “Meslekle ilgili bütün mevzuatı normları, fennî şartnameleri incelemek ve bunlar hakkında görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmek.” şeklinde bir başka görev daha veriyor. Yasadaki bu yetkisini kullanan TMMOB, tüm mimari ve mühendislik projelerini inceleyerek vize veriyor, bunun karşılığında da belli bir ücret alıyor. Bu da TMMOB üyesi odaların en önemli gelir kaynaklarından birini oluşturuyor.
Tarihin derinliklerinden gelen kadim bir sözdür: “Ezelden ebede, Osmanlı’da oyun bitmez!” Ezelde Osmanlı’da bitmeyen oyun, ebetteyse AKP’de sürüyor. Türkiye’ye özgü bir garabet olan “ileri demokrasi” günlerinde, kamuoyunun içine sindirmek için açık yürekli bir tartışma yürütüp, etkilenecek çevrelerin görüşünü de alarak yasa yapma yerine, hiç de gereği yokken, şark kurnazlığıyla oldubittiye getirmeyi yeğliyor. Bırakınız kamuoyunu, Meclis’in bile tartışmana izin vermeden, çoğunluğuna yaslanıp yasa çıkarıyor. Daha da vahimi, AKP’nin, yasayı, oldubittinin yanı sıra bir de hülle yaparak yasalaştırmasıydı. Kuruluş yasasında değil, İmar Kanunu’nda değişiklik yaparak TMMOB’u maddi açıdan kıskaca almaya çalıştı. Buradan iddia ediyorum: Yalnızca TMMOB’a değil ülkeni demokratikleşmesine yönelik bu saldırı, kaç milletvekilinin onayı ile çıkarsa çıksın kadük olmaya mahkûmdur… Yaşayan bunu görecektir…
TÜRK-İŞ, GMİS NEDEN SUSUYOR AKP’nin, TMMOB’u hasım görüp garezine yasa çıkarmasının nedenini bir de benim anlatmama gerek yok. Genel Başkan Mehmet Soğnacı çarpıcı cümlelerle nedenlerini çok iyi anlatmış çünkü: “Çünkü TMMOB ve Odaları, AKP’nin kentler üzerindeki oyununa karşı durdu. ‘Kentsel dönüşüm’ adı altındaki ‘rantsal dönüşüme’ karşı çıktı. Yayınladıkları raporlar, basın açıklamaları, açtıkları davalarla AKP‘nin ormanları, kıyıları, meraları, suyu, toprağı yağmalamasının önünde durdu. Neoliberal politikalarla bu ülkenin yağmalanmasına karşı, kamu yararı için mücadele etti. Yağma ve talana karşı mücadelenin sembolü olan Gezi Parkı direnişinde bir meslek odası sorumluluğu ve bilinciyle hareket etti.” Burnu Kaf Dağı’nın ardına ulaşmış, vahşi kapitalizmin has partisinin hışmını üzerine toplamak için daha ne yapacaktı ki?
Son olarak, bağrında hala muhalif dinamikler taşıyan DİSK, KESK, TTB ve TBB dışında ki sendikalarla meslek örgütlerinin takındığı vurdumduymaz tavra yönelik birkaç kelime söylemek isterim. Özellikle daha düne kadar üyesi olduğum Genel Maden İşçileri Sendikası’na söylenecek bir çift sözüm var. Bre gafiller, “dayanışma” denen ve emekçilerin muktedirler karşısında sığınacakları tek liman olan kavramı hepten mi sildiniz defterinizden? Her türlü hukuksuzluğuna göz yumarak yaranmaya çalıştığınız AKP’nin, zora düştüğünde bir gecede çıkaracağı yasa ile sizin de yetkilerinizi elinizden almayacağını mı sanıyorsunuz? THY çalışanlarının greve çıkmalarına birkaç gün kala işkollarının grev yasağına dâhil edildiğini ne çabuk unuttunuz? Hadi bunları geçtim, ahde vefa da mı kalmadı sizde? 91 grevi ile en büyük dayanışma eylemi TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi tarafından örgütlenmedi mi? TMMOB her türlü hak arama mücadelesinde, kayıtsız şartsız yer almadı mı yanınızda? Bu bapta son sözüm de şu: AKP’nin tabandaki gücünden korkup, koltuklarınızı korumak uğruna yaptığınız bu ihanetin bedelini tarih sizden sormayacak mı zannediyorsunuz?