“Vergi artışına komisyonda neden itiraz edilmedi?”
Erdoğan, Ereğli’de yaşanan sorunlar başta olmak üzere Organize Sanayi Bölgesi’nde yıllardır yapılmayan yol sorununa değindi. ERDEMİR’den alınan suyun kesileceğini iddia eden Erdoğan, isminin arabozucu olarak adlandırılmasına ilişkin soruyu ise, “Oyuna gelmem” diyerek yanıtladı. Erdoğan, gündeme dair yaptığı değerlendirmelerde, “Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) ile ilgili bazı gelişmeler oluyor. Özellikle de ERDEMİR’in ödeyeceği bir takım vergilerle ilgili. Halil Bey, Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ve 31 mahalle muhtarından oluşan komisyon kurulmuş. Bu komisyona hükümetin uygulamaya koyduğu yasaya göre emlak vergilerinin artışını bildiren yazı sunuldu. Buna göre de artış yapılmış. Diyelim ki vergiler Halil Bey’in isteğiyle en yüksekten yapıldı. İyi de o komisyonda olanlar neden o gün itiraz edip, şerh koymadılar. TSO yönetimine yeni seçilen arkadaşlar şimdi dilekçe verip, itiraz etmişler. Ama dün niye yapmadılar aynı şeyi? Ancak Ereğli’de kendimden örnek verirsem, içinde bulunduğum bir inşaat için 300 lira yerine 9 milyon lira vereceğim. O inşaatı da ne zaman ayağa kaldıracağımı da bilemiyorum.” dedi.
Organize Sanayi Bölgesi’nin 3 yıldır yolunun yapılmadığını da ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: “OSB’de 56 parsel var. 15 yıldır ben dahil hava basıyoruz. Üç yıl önce de bölge mahalle olduğundan, yollar Belediye’ye geçti. Ancak siz de buraya gelirken yolların durumunu gördünüz. Son günlerde Belediye Meclisi’nden kredi isteniyor. Zaten 50 bin tona yakın asfalt ihalesi yapılmış, bunu yüzde 20 artırarak, bu yollarla birlikte üç aylık sezonda asfalt dökülebilir. 15 senede ancak bir OSB kurabilmişiz. Onda da 19 firma aktif olarak çalışıyor. Yolu da Belediye’ye bağlamışız, iki kilometre yolumuz üç yıldır yapılmıyor. Diğer birçok ile gidin de OSB nedir görün. ERDEMİR Ereğli’ye su satıyor. Belediye suyu kaça alıp sattığını geçmişte söylemiştim. ERDEMİR suyunu cüzi bir bedelle satıyor. Ancak nihai olarak Ereğli Belediyesi suyunu kendi kaynağından bulmak zorunda. Ben milletvekiliyken üç proje yarım kaldı. Demiryolu, çevreyolu ve su konusu. Bunların yanında bir de üniversite konusu vardı. Yerel yönetim bu işin lokomotifi olmadığı müddetçe bunların hiçbirisinin olması mümkün değil. Olursa bile çok geç doğa. Ve ya ölü doğar. Bir şehirde merkezde iktidar olsan bile yerelde iktidar olamadığın müddetçe o şehir hem iki başlı oluyor, hem de krizler oluyor. Kendi içinde bile sıkıntılar yaşanabiliyor. Ereğli’nin ortak akla, sağduyuya, aklıselime ihtiyacı var.”
Kendisiyle ilgili olarak ‘arabozucu’ olarak nitelendirildiğine yönelik soruyu da yanıtlayan Erdoğan, “Ben ona prim vermem. Fırsat da vermem. Oyuna da gelmem. Çok da derdime değil ama basında yer aldığı için… Fazlı Erdoğan kimse ile kimsenin arasını açmaz, o kadar alçalmaz. Beni kimse araya sokmasın. TSO ile yan yana geldiler, poz verdiler. Bir bakıyorum şimdi biri birine hain diyor. 1994’te ben adaydım, bu Belediye Başkanı 1994’te kim seçti, bugün hain diyen adam seçti. Adam seçim ile geliyor mu, seçim ile gelen adama fazla sözüm yok.” dedi.
11 Haziran 2013 04:27
Erdoğan, Ereğli’de yaşanan sorunlar başta olmak üzere Organize Sanayi Bölgesi’nde yıllardır yapılmayan yol sorununa değindi. ERDEMİR’den alınan suyun kesileceğini iddia eden Erdoğan, isminin arabozucu olarak adlandırılmasına ilişkin soruyu ise, “Oyuna gelmem” diyerek yanıtladı. Erdoğan, gündeme dair yaptığı değerlendirmelerde, “Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) ile ilgili bazı gelişmeler oluyor. Özellikle de ERDEMİR’in ödeyeceği bir takım vergilerle ilgili. Halil Bey, Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ve 31 mahalle muhtarından oluşan komisyon kurulmuş. Bu komisyona hükümetin uygulamaya koyduğu yasaya göre emlak vergilerinin artışını bildiren yazı sunuldu. Buna göre de artış yapılmış. Diyelim ki vergiler Halil Bey’in isteğiyle en yüksekten yapıldı. İyi de o komisyonda olanlar neden o gün itiraz edip, şerh koymadılar. TSO yönetimine yeni seçilen arkadaşlar şimdi dilekçe verip, itiraz etmişler. Ama dün niye yapmadılar aynı şeyi? Ancak Ereğli’de kendimden örnek verirsem, içinde bulunduğum bir inşaat için 300 lira yerine 9 milyon lira vereceğim. O inşaatı da ne zaman ayağa kaldıracağımı da bilemiyorum.” dedi.
Organize Sanayi Bölgesi’nin 3 yıldır yolunun yapılmadığını da ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: “OSB’de 56 parsel var. 15 yıldır ben dahil hava basıyoruz. Üç yıl önce de bölge mahalle olduğundan, yollar Belediye’ye geçti. Ancak siz de buraya gelirken yolların durumunu gördünüz. Son günlerde Belediye Meclisi’nden kredi isteniyor. Zaten 50 bin tona yakın asfalt ihalesi yapılmış, bunu yüzde 20 artırarak, bu yollarla birlikte üç aylık sezonda asfalt dökülebilir. 15 senede ancak bir OSB kurabilmişiz. Onda da 19 firma aktif olarak çalışıyor. Yolu da Belediye’ye bağlamışız, iki kilometre yolumuz üç yıldır yapılmıyor. Diğer birçok ile gidin de OSB nedir görün. ERDEMİR Ereğli’ye su satıyor. Belediye suyu kaça alıp sattığını geçmişte söylemiştim. ERDEMİR suyunu cüzi bir bedelle satıyor. Ancak nihai olarak Ereğli Belediyesi suyunu kendi kaynağından bulmak zorunda. Ben milletvekiliyken üç proje yarım kaldı. Demiryolu, çevreyolu ve su konusu. Bunların yanında bir de üniversite konusu vardı. Yerel yönetim bu işin lokomotifi olmadığı müddetçe bunların hiçbirisinin olması mümkün değil. Olursa bile çok geç doğa. Ve ya ölü doğar. Bir şehirde merkezde iktidar olsan bile yerelde iktidar olamadığın müddetçe o şehir hem iki başlı oluyor, hem de krizler oluyor. Kendi içinde bile sıkıntılar yaşanabiliyor. Ereğli’nin ortak akla, sağduyuya, aklıselime ihtiyacı var.”
Kendisiyle ilgili olarak ‘arabozucu’ olarak nitelendirildiğine yönelik soruyu da yanıtlayan Erdoğan, “Ben ona prim vermem. Fırsat da vermem. Oyuna da gelmem. Çok da derdime değil ama basında yer aldığı için… Fazlı Erdoğan kimse ile kimsenin arasını açmaz, o kadar alçalmaz. Beni kimse araya sokmasın. TSO ile yan yana geldiler, poz verdiler. Bir bakıyorum şimdi biri birine hain diyor. 1994’te ben adaydım, bu Belediye Başkanı 1994’te kim seçti, bugün hain diyen adam seçti. Adam seçim ile geliyor mu, seçim ile gelen adama fazla sözüm yok.” dedi.
