Sık Kullanılanlara Ekle |  Reklam  |  İletişim
  Gündem 
  “HEMA’daki işten çıkarmalar Ereğli ve Zonguldak ekonomisini etkileyecek”
“HEMA’daki işten çıkarmalar Ereğli ve Zonguldak ekonomisini etkileyecek”
 
   

     Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ali Cinal’ın sorularını yanıtlayan Alabaş, Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın ardından madencilerin çalışma saatlerini düzenleyen Torba Yasa’nın yılbaşından sonra görüşüleceğini belirtti. Alabaş, “Maden işçisi olarak biz ömrümüzün 10-15 yılını ağır şartlarda çalışıyoruz. Yani 10–15 yılın ayda 40-50 gününü de yerüstünde kalalım istiyoruz. Güneş yüzü görmek istiyoruz. Madenciler 6 saat yer altında, 1,5 saat ise yer üstünde olmak üzere haftada 45 saat çalışmış olacak. HEMA’daki madencilerimiz direnişleriyle seslerini duyurdular, ama bugüne kadar maalesef hiç kimse o sese kulak vermedi. 800 arkadaşımız işsiz kalacak. Bu olay kent ekonomisine çok ciddi zarar verecek.” dedi. Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ali Cinal’ın sorularına GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş’ın verdiği yanıtları içeren söyleşisini okurlarımıza sunuyoruz…


    . Zonguldak’ın en büyük sivil toplum kuruluşunu temsilen, Maden Mühendisleri Odası’nın düzenlediği ‘Zonguldak Nereye Gidiyor?’ paneline bizzat, ya da yönetim kurulu olarak katılmadığınız yönündeki tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
     Tarz olarak basın yoluyla yapılan eleştirilere basın yoluyla cevap vermek ve polemiğe girmek gibi tarzım ve alışkanlığım hiç olmadı. GMİS olarak Zonguldak’ın en büyük sivil toplum kuruluşuyuz ve Zonguldak’taki birçok programa gerek yönetici düzeyinde, gerek Genel Başkan düzeyinde, gerekse teknik eleman düzeyinde katılıp takip ediyoruz. Maden Mühendisleri Odası’nın düzenlemiş olduğu bir panel vardı. Bize o konuyla ilgili davet geldi ve Perşembe günü başlayacak olan Torba Yasa görüşmeleri var. 6331 sayılı yasa ile işçi sağlığı ve işçi güvenliği yasayı ve 4857 sayılı iş yasasında bazı değişiklikler yapılmasıyla ilgili bazı değişiklikler yapılacak. Bu Torba Yasa görüşmelerinde özellikle maden işçilerini ve özellikle bizleri ilgilendiren maden işçilerinin yüzde 99’unun merakla beklediği çalışma saatleriyle ilgili düzenleme vardı. Bize o davet geldiğinde biz Torba Yasa görüşmeleriyle dolayısıyla Meclis’te olabileceğimizi o etkinliğe zaman ayıramayabileceğimizi söylemiştik. Kendileri de mutlaka Genel Maden İşçileri Sendikası’ndan bir kişinin teknik eleman düzeyinde ve ya danışman düzeyinde de olsa hatta isim vererek bizden rica ettiler. GMİS tarafından bu programa kimin katılacağı yaklaşık 15–20 gün önceden onların isteği bir isim doğrultusunda gerçekleştirildi. Genel Başkan Danışmanı da olsa bizim kurumsal kimliğimiz adına orada GMİS’in görüşlerini o doğrultuda söylemiştir. Bunun farklı yönlere çekilecek farklı bir mesela olduğunu düşünmüyorum.

    . Madencilerin çalışma saatlerini yeniden düzenleyecek yasanın 7 Ocak’ta görüşülecek olması, sizleri hayal kırıklığına uğrattı mı?
     Özellikle Zonguldak’taki redevanslı sahaları ve maden işçilerini ilgilendiren meselelerden bir tanesi iki asgari ücret meselesiydi, diğeri de çalışma saatlerinin düzenlenmesi ile ilgili meseleydi. Bu iki meseleden asgari ücret meselesinin yürürlüğe giriş tarihi 12 Eylül’dü. Çalışma saatleri ile ilgili düzenlemenin yürürlük tarihi de 1 Ocak 2015 tarihine bırakılmıştı. 1 Ocak 2015 tarihinden önce de Meclis’te Ekim ayı içerisinde yeni bir Torba Yasa düzenlemesiyle bu çekinceler ortadan kalkacaktı. Bu konuyla ilgili gerek Enerji ve Tabii Kaynak Bakanı’nın gerek hükümetin gerekse AK Parti kanadının ve diğer yetkililerin açıklamaları var. Maalesef 2014 yılı sektörümüzde ciddi sıkıntıların yaşandığı bir yıl oldu. Biz her yasada ve her kazadan sonra refleks olarak yeni yasal düzenlemeler yapıyoruz. Bu sektör temsilcilerine danışmadan, ciddi tartışmalar yapılmadan yasal düzenlemeler yapıldığı için de yeni sorumlar ortaya çıkıyor. O yasa düzenlemesini biz beklerken 2014 yılında yeniden madencilik sektöründe acı bir kaza yaşadık. Ermenek kazası ve ardından da bütçe görüşmeleri dolayısıyla bizim beklediğimiz değişikliklerin Meclis’e gelme süreci gecikti. Özellikle şu anda Meclis’e verilen tasarı iş güvenliği ile ilgili bir tasarı. Bunun içerisinde çalışma saatleriyle ilgili düzenleme de var. Bütçe görüşmelerinin yoğunluğu nedeniyle iktidar ve muhalefet partilerin ortak girişimleriyle Aile Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonu’nda 6 Ocak tarihinde görüşülmeye başlanacak. Biz gerek hükümet kanadından gerekse muhalefet kanadından çeşitli bilgiler alıyoruz. Komisyonda bulunan sendikacı arkadaşlarımızdan bütçe görüşmelerinden dolayı kendilerinin de Meclis’e gelen tasarıyı inceleme fırsatı bulamadıklarını ve 6 Ocak’a kalmasının ortak öneri olduğu bilgisini aldık. Biz komisyonlar başladığında da özellikle çalışma saatleriyle ilgili düzenlemeye Genel Maden İşçileri Sendikası adına müdahale etmeye çalışacağız. Zonguldak ve Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki madenci işverenleri daha çok ilgilendiren 2 asgari ücretten dolayı doğacak olan fiyat farkının bir şekilde telafi edilmesiyle ilgili madde madenin kanunu ile yapılacak değişiklikler içerisinde olacak. Maden Kanunu ile ilgili yapılacak olan değişiklikler de şuanda bir taslak aşamasında. Onun içinde de çalışma saatleriyle ilgili düzenleme var. 6 Ocak tarihinden itibaren de biz az önce de dediğim gibi Meclis’te olacağız ve konuyu takip edeceğiz.

    . 1 Ocak’tan itibaren uygulanacak yasayla birlikte madenciler haftalık 45 saat çalışmak zorunda kalacak. 7 Ocak’taki görüşmelerde önceliğiniz nelerdir?
     1 Ocak tarihinden itibaren Torba Yasa’yla düzenlenen çalışma saatleri ile ilgili madde yürürlüğe girecek. O da bir işçi haftalık 45 saat çalışacak, bunun 36 saati yeraltında geçecek. Bunu daha anlaşılır şekilde anlatmak gerekirse, bir işçi günlük 7,5 saat mesaisinin 6 saati yeraltında geçirecek 1 buçuk saatini yer üstünde geçirmiş olacak ve toplamda haftalık 45 saat çalışmış olacak. Biz Soma kazansından sonra haftalık çalışma saatinin 37.5 saat olması ve 2 gün izin yapılması maden işçilerine yapılabilecek sosyal anlamda en büyük iyilik olacaktır dedik. Bu anlamda bu konu çok uygun bir düzenleme olacaktır dedik. Maden işçisi olarak biz ömrümüzün 10-15 yılını ağır şartlarda çalışıyoruz. Yani 10–15 yılın ayda 40–50 gününü de yerüstünde kalalım istiyoruz. Güneş yüzü görmek istiyoruz. Bunu da aynı şekilde gerek işverenlere gerekse hükümet kanadına bu şekilde ifade ettik. Biz maden işçileri olarak haftada 2 gün olarak gerek örgütlü gerek örgütsüz olduğumuz maden işçilerinin bu olduğunu maden işçisi olarak zaten ortalama insan ömründen daha az yaşama şansı var. Dolayısıyla biz ömrümüzde 40-50 gün daha güneş yüzü görmek istiyoruz. Bu yüzden biz dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi haftalık 37,5 mesai saati ve haftada 2 günlük izinle bu düzenlemenin bu şekilde geçmesini istiyoruz. Umarım hükümet kendi teklifine de sahip çıkar. 6 Ocak’ta görüşülecek bu teklif umarım onaylanarak genel kurula gider ve genel kurulda da onaylanarak maden işçisi yılbaşından sonra bu isteğine kavuşmuş olur.

    . HEMA’lı madenciler kendilerini yeraltında kilitlediler. Madencilerin seslerini duyan oldu mu?
     Bilindiği üzere bu süreç yaklaşık 6 buçuk aydır devam eden bir süreç. Soma kazasından sonra HEMA Kandilli Kömür İşletmeleri’ndeki üretim şeklinin iş güvenliği kurallarıyla ilgili çalışma şeklinin uygun olmadığıyla ilgili TTK’nın bir durdurma yazısı var. O durdurma yazısını TTK hem işverene tebliğ etti hem de Çalışma Bakanlığı’ndan denetim istedi. Yapılan denetimlerde İş Güvenliği kurallarına aykırılık yok ve çalışabilir şeklinde rapor verilmesine rağmen maalesef şirket, çıkartmayı taahhüt ettiği kömür miktarının yüksekliği oradaki nakliyat sisteminin de zorluğu nedeniyle süre uzatım talebinde bulundular. O süre uzatım talebine hukuki bir gerekçe koyamadıkları için TTK yetkilileri olumlu cevap vermediler. Biz gerek Enerji Bakanlığı’na gerek Çalışma Bakanlığı’na gerekse TTK’ya HEMA’da çalışan arkadaşlarımız ile birlikte bu problemin çözümü adına birçok girişimler yaptık. Torba Yasa’da 2 asgari ücretle ilgili düzenleme de şirketin bu ekonomik şartları biz kaldıramayız, bunun üzerine yeni ek maliyetler bindi gerekçesiyle İş Kanunu’nun 29. maddesine göre toplu işten çıkartma hakkını kullanacağını gerek bize gerekse Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne tebliğ etti. Yasa gereği Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne tebliğ etmesi gerekir, 1 ay önce de sendikaya bilgi vermesi gerekir. Bu yasal prosedürü şirket daha önce yaptı. Hatta bu prosedürü Armutçuk’tan Zonguldak’a işçilerin yürüdüğü gün yaptılar. Bu süreç sonunda 30 Aralık 2014 tarihinde bunu ilk 60 arkadaşla başladılar daha sonra 70 arkadaşa da tebliğ yapıldı. Yılbaşına kadar 489 kişi o tebligat gereği iş akitlerini fesih etmeyle ilgili uygulamayı şirket yapmak zorunda. Umarım bu sorun çözülür ve yeniden arkadaşlarımız yeniden işbaşı yaparlar. Kaldı ki şirket 6 buçuk aydır ekonomik gerekçelerle bütün tebligatları uyguladı. Böyle bir süreçte 600-700 kişinin kış şartlarında işsiz kalması gerek Zonguldak, gerekse Ereğli ekonomisi açısından olumsuz tablo ortaya koyacaktır. Arkadaşlarımızın yapmış olduğu eylem de ‘bugüne kadar maden işçisinin ölüsüne sahip çıkıldı, dirisine sahip çıkın’ mesajıdır. Yeraltına kendilerini kilitleme olayı da ‘biz yerin altındayız, ölüyüz, gelin bizim meselemize de sahip çıkın’ mesajıdır. Kamuoyunun bu meseleden haberi olduğu gibi ilgili bakanlıkların üst düzey yetkililerinin haber var. Fakat bugüne kadar bu konuyla ilgili ciddi bir adım atılmaması da hem çalışanlarımız adına hem de devlet adına üzücü bir durumdur.

    . Enerji Bakanlığı, TTK ve redevans sahalarında yıllık 10 milyon ton kömür üretilmeyi hedefliyordu, ne oldu da bu hedef tutmadı?
     Öncelikle bu bölgenin yapı olarak jeolojik şartları çok zor ve dünyanın jeolojik açıdan en zor oluşumlu kömür havzasıdır burası. Bu birinci neden. İkincisi bölgemizde ciddi derin madencilik yapabilecek mekanize kazı şartlarını ve ya üretimi arttıracak nakliye sistemlerini bölgeye getirecek düzeyde firmaların olmamasıdır. Özel sektörde gerek bölgemizde gerekse Türkiye’de özel sektörde madenciliği yeni yeni öğreniyor. Yani bu madencilik bugünden yarına kazanılabilecek bir kültür değil, dolayısıyla bu hedefi kısa bir sürede karşılamak mümkün değil. Önümüzdeki dönemlerde büyük firmaların ya da bu mekanize kazı sistemleriyle ya da nakliyat sistemlerini değiştirerek bu hedefe yani belki 10 milyon ton olmasa bile bugünkü üretimi 2’ye 3’e katlayabilecek bir düzeye çıkabileceğine biz inanıyoruz. Yeter ki biz o kültürü biraz daha kazanalım, yeter ki bölgemizdeki büyük firmalara sahip çıkalım. Ya da yatırım yapabilecek firmalar bu işe el atsın. Diğer taraftan TTK’nın üretim kapasitesi 5 milyon ton. 300 kilometre galeri açıklığı olan bir kurum. Norm kadrosu 14 bin 500 işçi fakat bu norm kadroya sahip olan bir kurum bugün 9 bin 250 işçiyle çalışıyor. Norm kadrosunun 5-6 bin işçisi açığıyla ve kapasitesinin 3’te 1’iyle çalışan bir kurumun üretim hedeflerini tutturamayacağını herkes bilir. Zaten üretim hedefini tutmasını beklemek de hayalcilik olur.
 
 
Yorumlarınız
 
IP   216.73.216.157  
Ad Soyad*
Yorum*
Güvenlik Kodu:
Güvenlik Kodu  
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inanışlara saldırı içerem, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.  
?
 Günün Diğer Gelişmeleri
06 Haziran 2025
Karadeniz Ereğli ilçesine bağlı Sütlüce Köyü’nde çıkan yangında iki katlı ahşap bina ..
25 Mayıs 2025
Çeliğin sanatla buluştuğu Erdemir Çelik ve Yaşam Heykel Yarışması’nın 8’incisi “Gele..
15 Mayıs 2025
Üretimi, yatırımı, ihracatı ve yarattığı istihdam ile Türkiye’nin ve bölgesinin ekonomik..
15 Mayıs 2025
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN), Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Yükseköğretim Ku..
20 Nisan 2025
Karadeniz Ereğli’de başarılı gazetecilik yıllarının ardından emekli olduktan sonra çeviri..
19 Nisan 2025
Kdz. Ereğli Belediyesi’nin işlettiği Bozhane Limanı’nda yenileme çalışmalarının tamamla..





 
Anasayfa | Sık Kullanılanlara Ekle | Yayın İlkeleri | Künye | Reklam | Facebook | Twitter | İletişim
ereglibulteni© 2012-2024 Tüm Hakları Saklıdır