CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi, İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ve bir grup partili, Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi’nde, tutuklu milletvekilleri Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ı ziyaret etti. Çıkışta ziyarete ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, Silivri’de avukatların susturulduğunu, savunma haklarının ellerinde alındığını savundu. Davalara da ön yargılı bakıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu,“100’e yakın gazeteci tutuklu ise bu ülkede demokrasi var diyemezsiniz. Halkın oylarıyla seçilen milletvekillerini hangi gerekçeyle hapiste tutuyorsunuz?” diye sordu.
“DEMOKRASİ İSTEMEK TUTUKLANMA SEBEBİ MİDİR?” Cezaevinde milletvekilleriyle bayramlaştığını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Bayramın ülkemiz için barış, huzur getirmesini yürekten istiyorum. Az önce arkadaşlarımızı ziyaret ettik. Ülkede adalete ihtiyacımız var, demokrasiye, barışa ihtiyacımız var. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Adalet mülkün temelidir. Adaleti yarım sağlayamazsınız. Birilerinin iradesine göre adalet olmaz. Savunma hakkının olmadığı, avukatların konuşturulmadığı bir düzende adalet sağlanamaz. Adalete hepimizin ihtiyacı var.
Kimse yargılanmasın diye bir iddiada bulunmadık. Yargılamanın adalet içinde olması lazım. Silivri Toplama Kampı’nda adalet yoktur. Önyargılı bir davranışla davalara bakılıyor. Burada bu tür yargılamalar yapılıyorsa sadece bizi rahatsız etmiyor. Gazeteciler, bilim insanları, vekiller, askerler, öğrenciler tutuklu…
Nedir bu kadar tutuklu olmalarının sebebi? Demokrasiyi istemek ne zamandan beri tutuklu olmayı gerektiriyor? Düşüncelerin özgürce dile getirildiği düzenin demokrasi olduğunu hepimiz kabul ediyoruz. Türkiye şu anda yarı açık cezaevi görünümünde. İnsanlar telefonla konuşmaktan korkuyor, Başbakan’ı eleştirmekten korkuyor başımıza bir iş mi gelecek diye.”
KILIÇDAROĞLU KUTLAMA YASAĞINA KARŞI ÇIKTI Kılıçdaroğlu ayrıca Ankara Valiliği’nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yürüyüşüne izin vermemesine ve Başbakan Erdoğan’ın, ‘istihbarat var’ diyerek bu kararı savunmasına tepki gösterdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin istihbaratlarla yönetilen bir ülke olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Toplantı özgürlüğü var, bayram kutlama hakkı var. Ben de o yüzden resmi kutlamalarda değil, halkın arasında olacağım. Başbakan ve uzantıları yasak getiriyor ama biz bu yasağı dinlemeyeceğiz. 29 Ekim’de saat 11.00’de TBMM’nin önünde olacağım.” diye konuştu.
Tüm vatandaşlardan, kutlamanın yapılacağı alana Türk bayraklarıyla gelmelerini isteyen Kılıçdaroğlu, “Biz o bayrağa boşuna ´Albayrak´ demiyoruz. Dedelerimizin kanı var onda. İstihbarat ile gelen yasağı kabul etmiyoruz. Eğer orada bir bedel ödenecekse bu bedeli ödemeye de hazırım.” dedi.
25 Ekim 2012 18:15
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi, İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ve bir grup partili, Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi’nde, tutuklu milletvekilleri Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ı ziyaret etti. Çıkışta ziyarete ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, Silivri’de avukatların susturulduğunu, savunma haklarının ellerinde alındığını savundu. Davalara da ön yargılı bakıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu,“100’e yakın gazeteci tutuklu ise bu ülkede demokrasi var diyemezsiniz. Halkın oylarıyla seçilen milletvekillerini hangi gerekçeyle hapiste tutuyorsunuz?” diye sordu.
“DEMOKRASİ İSTEMEK TUTUKLANMA SEBEBİ MİDİR?” Cezaevinde milletvekilleriyle bayramlaştığını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Bayramın ülkemiz için barış, huzur getirmesini yürekten istiyorum. Az önce arkadaşlarımızı ziyaret ettik. Ülkede adalete ihtiyacımız var, demokrasiye, barışa ihtiyacımız var. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Adalet mülkün temelidir. Adaleti yarım sağlayamazsınız. Birilerinin iradesine göre adalet olmaz. Savunma hakkının olmadığı, avukatların konuşturulmadığı bir düzende adalet sağlanamaz. Adalete hepimizin ihtiyacı var.
Kimse yargılanmasın diye bir iddiada bulunmadık. Yargılamanın adalet içinde olması lazım. Silivri Toplama Kampı’nda adalet yoktur. Önyargılı bir davranışla davalara bakılıyor. Burada bu tür yargılamalar yapılıyorsa sadece bizi rahatsız etmiyor. Gazeteciler, bilim insanları, vekiller, askerler, öğrenciler tutuklu…
Nedir bu kadar tutuklu olmalarının sebebi? Demokrasiyi istemek ne zamandan beri tutuklu olmayı gerektiriyor? Düşüncelerin özgürce dile getirildiği düzenin demokrasi olduğunu hepimiz kabul ediyoruz. Türkiye şu anda yarı açık cezaevi görünümünde. İnsanlar telefonla konuşmaktan korkuyor, Başbakan’ı eleştirmekten korkuyor başımıza bir iş mi gelecek diye.”
KILIÇDAROĞLU KUTLAMA YASAĞINA KARŞI ÇIKTI Kılıçdaroğlu ayrıca Ankara Valiliği’nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yürüyüşüne izin vermemesine ve Başbakan Erdoğan’ın, ‘istihbarat var’ diyerek bu kararı savunmasına tepki gösterdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin istihbaratlarla yönetilen bir ülke olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Toplantı özgürlüğü var, bayram kutlama hakkı var. Ben de o yüzden resmi kutlamalarda değil, halkın arasında olacağım. Başbakan ve uzantıları yasak getiriyor ama biz bu yasağı dinlemeyeceğiz. 29 Ekim’de saat 11.00’de TBMM’nin önünde olacağım.” diye konuştu.
Tüm vatandaşlardan, kutlamanın yapılacağı alana Türk bayraklarıyla gelmelerini isteyen Kılıçdaroğlu, “Biz o bayrağa boşuna ´Albayrak´ demiyoruz. Dedelerimizin kanı var onda. İstihbarat ile gelen yasağı kabul etmiyoruz. Eğer orada bir bedel ödenecekse bu bedeli ödemeye de hazırım.” dedi.