Beslenme ve Diyetisyen Uzmanı Elvan Odabaş, sahura mutlaka kalkılması gerektiğini belirterek, “Sahurda peynir, yumurta, yoğurt gibi hem uzun süre tokluk hissi sağlayacak hem de sindirimi kolay hafif besinler tüketilmelidir. Sahurda bizi daha uzun süre tok tutacak tam tahıllı ekmekleri tercih edilmelidir.” dedi. Yaklaşık 18 saat süren oruç ibadetinden sonra iftarla sahur arasındaki beslenme davranışlarının önemine dikkat çeken Odabaş, “Sahurda içtiğimiz çaya biraz daha dikkat etmemiz gerekiyor. Çok fazla çay içmeyelim. Günde 2-3 bardağa kadar yeterli. Bu uykuyu yönetmek için de çok önemlidir. Sahurda mutlaka günde 500-600 mililitre kadar da suyumuzu içiyoruz. Soğuk su içilmesini önermiyoruz. Çünkü soğuk su vücudu çabuk terk ediyor. Bu yüzen oda sıcaklığında su tüketiyoruz.” diye konuştu. İftarda çorbayla başlangıç yapıp, 15 dakika sonra ana yemeğe başlanmasını öneren Odabaş şunları söyledi: “İlk yaptığınız öğün beyne tokluk sinyali götürüyor. Böylelikle diğer yiyecekleri kontrollü yemiş oluyoruz. Bu yüzden iftarı açtıktan sonra kontrollü yemek çok önemli, nefsi kontrol etmek önemli onun için hızlı yemek yemiyoruz ve çorbamızı içtikten 15 dakika sonra ana öğüne geçiyoruz.”
Ramazan’da tok tutan kuru bakliyat tüketiminin önemine de değinen Odabaş, “Yaz ayları gelince bu gıdaların tüketimi azalıyor. Ancak, kuru fasulye, nohut gibi bakliyatların Ramazan’da tüketilmesi iyi olacaktır” dedi. İftarda aşırı yağlı ve şerbetli tatlılar yerine güllaç ve sütlaç gibi hafif sütlü tatlıların tercih edilmesi gerektiğine işaret eden Odabaş, “Ramazan tatlısız geçmiyor. En başta güllaç var ki herkes severek yiyor. Sadece dikkat etmemiz gerek şu; bol şerbetle hazırlanmaması ve sütü kaynatırken içerisine fazla şeker katılamaması. Şeker yerine bal ve pekmez kullanılabilir. Mevsim meyveleriyle tatlandırabilirsiniz ya da hiç süte şeker katmadan hazırlarsınız güllacın üzerine bal gezdirirsiniz” diye konuştu
11 Haziran 2016 15:22
Beslenme ve Diyetisyen Uzmanı Elvan Odabaş, sahura mutlaka kalkılması gerektiğini belirterek, “Sahurda peynir, yumurta, yoğurt gibi hem uzun süre tokluk hissi sağlayacak hem de sindirimi kolay hafif besinler tüketilmelidir. Sahurda bizi daha uzun süre tok tutacak tam tahıllı ekmekleri tercih edilmelidir.” dedi. Yaklaşık 18 saat süren oruç ibadetinden sonra iftarla sahur arasındaki beslenme davranışlarının önemine dikkat çeken Odabaş, “Sahurda içtiğimiz çaya biraz daha dikkat etmemiz gerekiyor. Çok fazla çay içmeyelim. Günde 2-3 bardağa kadar yeterli. Bu uykuyu yönetmek için de çok önemlidir. Sahurda mutlaka günde 500-600 mililitre kadar da suyumuzu içiyoruz. Soğuk su içilmesini önermiyoruz. Çünkü soğuk su vücudu çabuk terk ediyor. Bu yüzen oda sıcaklığında su tüketiyoruz.” diye konuştu. İftarda çorbayla başlangıç yapıp, 15 dakika sonra ana yemeğe başlanmasını öneren Odabaş şunları söyledi: “İlk yaptığınız öğün beyne tokluk sinyali götürüyor. Böylelikle diğer yiyecekleri kontrollü yemiş oluyoruz. Bu yüzden iftarı açtıktan sonra kontrollü yemek çok önemli, nefsi kontrol etmek önemli onun için hızlı yemek yemiyoruz ve çorbamızı içtikten 15 dakika sonra ana öğüne geçiyoruz.”
Ramazan’da tok tutan kuru bakliyat tüketiminin önemine de değinen Odabaş, “Yaz ayları gelince bu gıdaların tüketimi azalıyor. Ancak, kuru fasulye, nohut gibi bakliyatların Ramazan’da tüketilmesi iyi olacaktır” dedi. İftarda aşırı yağlı ve şerbetli tatlılar yerine güllaç ve sütlaç gibi hafif sütlü tatlıların tercih edilmesi gerektiğine işaret eden Odabaş, “Ramazan tatlısız geçmiyor. En başta güllaç var ki herkes severek yiyor. Sadece dikkat etmemiz gerek şu; bol şerbetle hazırlanmaması ve sütü kaynatırken içerisine fazla şeker katılamaması. Şeker yerine bal ve pekmez kullanılabilir. Mevsim meyveleriyle tatlandırabilirsiniz ya da hiç süte şeker katmadan hazırlarsınız güllacın üzerine bal gezdirirsiniz” diye konuştu