GMİS Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun, madencilere zulüm edilerek TTK’nın üretiminin artırılamayacağını dile getirdi. Tutkun yaptığı açıklamada, şunları kaydetti: “Maden işçilerinin karşı karşıya kaldıkları insanlık dışı muameleler artık baskı ve zulmü aşmıştır. 31 Temmuz 2013 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessese Müdürlüğü Asma-Dilaver İşletmesi kuyu başında saat 08.00-16.00 vardiyasında, saat 07.45’te giriş kartlarına basan maden işçilerinin maruz kaldığı insanlık dışı muameleyi gördük. Bu uygulama işçiye psikolojik taciz, kötü muamele ve zulümden başka bir şey değildir. TTK Üzülmez Müessesesi Asma-Dilaver İşletmesi’nde maden işçilerinin üzerine kapılar kilitlenmekte, servis asansörüyle yerin yüzlerce metre altındaki işyerlerine gidebilmek için çok dar bir alanda yüzlerce işçi sıra beklemek zorunda bırakılmaktadır. Dünyanın en zor ve riskli işini yapan maden işçilerinin moral ve motivasyonları ciddi biçimde olumsuz etkilenmekte, karşı karşıya kaldıkları bu insanlık dışı uygulamalar nedeniyle daha işyerlerine gitmeden büyük bir moral bozukluğu yaşamaktadırlar. Bu uygulamanın üretime katkı sağlayacağını akla getirmek bile imkansızdır.
TTK’nın zararının işçiden kaynaklandığını sürekli tekrarlayan kurum yönetiminin, zararın gerçek nedenlerini görebilmekten uzak olduğunu belirtmek gerekir. Maden işçisi işe giriş kartına 1 dakika geç bastı diye 15 dakikalık ücret kesintisi yapanlar, halen Asma-Dilaver İşletmesi’ne bir işletme müdürü dahi asli olarak atayamamışlardır. İşçiye baskı yaparak, zulmederek kurumun zararının azalacağını düşünenler, işletmenin göçen anayolunu onaramamışlar ve 5 gün üretim yapılmamasına neden olmuşlardır. Maden işçisinin 1 dakika geç kalmasının hesabını soranlar, bu ihmal ve beceriksizliğin hesabını sormamıştır. Kurumu yönetenler; işçiye baskı yaparak, insanlık dışı muamelelerle karşı karşıya bırakarak, baretlerine çipler takarak, işyerinin her köşesini kameralarla takip ederek, tüm iş güvenliği kurallarını hiçe sayıp üzerlerine kapıları kilitleyerek üretimi artıramazlar. Maden işçilerinin, tüm işçi açıklarına rağmen fedakarca çalıştığı bir ortamda onların moral ve motivasyonlarını bozanlar kurumun zararının asıl sorumlularıdır. Madencinin ve bölge halkının sabrının zorlanmamasını, başta siyasetçiler olmak üzere tüm yetkilileri de kurumlarımıza ve Zonguldak’a sahip çıkmaya çağırıyoruz.”
02 Ağustos 2013 00:18
GMİS Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun, madencilere zulüm edilerek TTK’nın üretiminin artırılamayacağını dile getirdi. Tutkun yaptığı açıklamada, şunları kaydetti: “Maden işçilerinin karşı karşıya kaldıkları insanlık dışı muameleler artık baskı ve zulmü aşmıştır. 31 Temmuz 2013 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessese Müdürlüğü Asma-Dilaver İşletmesi kuyu başında saat 08.00-16.00 vardiyasında, saat 07.45’te giriş kartlarına basan maden işçilerinin maruz kaldığı insanlık dışı muameleyi gördük. Bu uygulama işçiye psikolojik taciz, kötü muamele ve zulümden başka bir şey değildir. TTK Üzülmez Müessesesi Asma-Dilaver İşletmesi’nde maden işçilerinin üzerine kapılar kilitlenmekte, servis asansörüyle yerin yüzlerce metre altındaki işyerlerine gidebilmek için çok dar bir alanda yüzlerce işçi sıra beklemek zorunda bırakılmaktadır. Dünyanın en zor ve riskli işini yapan maden işçilerinin moral ve motivasyonları ciddi biçimde olumsuz etkilenmekte, karşı karşıya kaldıkları bu insanlık dışı uygulamalar nedeniyle daha işyerlerine gitmeden büyük bir moral bozukluğu yaşamaktadırlar. Bu uygulamanın üretime katkı sağlayacağını akla getirmek bile imkansızdır.
TTK’nın zararının işçiden kaynaklandığını sürekli tekrarlayan kurum yönetiminin, zararın gerçek nedenlerini görebilmekten uzak olduğunu belirtmek gerekir. Maden işçisi işe giriş kartına 1 dakika geç bastı diye 15 dakikalık ücret kesintisi yapanlar, halen Asma-Dilaver İşletmesi’ne bir işletme müdürü dahi asli olarak atayamamışlardır. İşçiye baskı yaparak, zulmederek kurumun zararının azalacağını düşünenler, işletmenin göçen anayolunu onaramamışlar ve 5 gün üretim yapılmamasına neden olmuşlardır. Maden işçisinin 1 dakika geç kalmasının hesabını soranlar, bu ihmal ve beceriksizliğin hesabını sormamıştır. Kurumu yönetenler; işçiye baskı yaparak, insanlık dışı muamelelerle karşı karşıya bırakarak, baretlerine çipler takarak, işyerinin her köşesini kameralarla takip ederek, tüm iş güvenliği kurallarını hiçe sayıp üzerlerine kapıları kilitleyerek üretimi artıramazlar. Maden işçilerinin, tüm işçi açıklarına rağmen fedakarca çalıştığı bir ortamda onların moral ve motivasyonlarını bozanlar kurumun zararının asıl sorumlularıdır. Madencinin ve bölge halkının sabrının zorlanmamasını, başta siyasetçiler olmak üzere tüm yetkilileri de kurumlarımıza ve Zonguldak’a sahip çıkmaya çağırıyoruz.”
