Eski AK Parti Zonguldak Milletvekili ve ÇEPAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Fazlı Erdoğan, İttifak Metal tesislerinde düzenlediği basın toplantısına, Erdoğan’ın eşi Saniye Erdoğan, iş ortağı Mustafa Çevik, ÇEPAŞ Genel Müdürü Ercan Kahraman, Erdoğan Metal Genel Müdürü Harun Erdoğan, İttifak Metal Genel Müdürü Tarık Babaoğlu, Erdoğan’ın oğulları Yasin ve Furkan Erdoğan ile şirket çalışanları katıldılar. Toplantıda konuşan Erdoğan’ın ortağı Mustafa Çevik, bir buçuk yıldan bu yana yurtdışında ortaklık çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Bu çalışmaların başarıyla sonuçlandığını dile getiren Çevik, bu işbirliğinin hem ülke hem de Ereğli ekonomisine katkı sağlayacağına inandığını söyledi. ÇEPAŞ Genel Müdürü Ercan Kahraman da, ÇEPAŞ A.Ş’nin 2003 yılında kurulan ve 68 ülkeye ürün pazarlayan büyük bir tesis olduğunu belirterek, şöyle dedi: “Fazlı Bey siyasetin içerisinde olduğu için, sanki Fazlı Bey’in siyasetinden dolayı ÇEPAŞ A.Ş bu kadar büyük işler yapıyormuş gibi bir durum ortaya çıkarıldı. Bu süreçte yaptığımız toplantılarda, Fazlı Bey’in siyasetinden dolayı şirketin zarar gördüğünü düşünüyor ve bunları konuşuyorduk. Olmamış süreçlerle ilgili, Fazlı Bey’in kamudan, Belediyelerden işler alındığına dair asılsız işler yapıldı. Halbuki 2003’te bizim Fazlı Bey’den aldığımız tek talimat, kamu kurumları ve belediyeler, devletle ilgili kuruluşlara ürün satmamamızdı. Bizler yalnızca yerel ve yurtdışı pazarına satış yapıyorduk. Ve 2011’de Fazlı Bey’in siyasetten sonra yeniden aramıza dönmesiyle, Ereğli bölgesinde ve İskenderun Payas’ta birer tesis ve yurtdışında büyük bir açılım içerisine girdik. Ve dünyanın 16 ülkesinde demir-çelik işi yapan bir şirketle de ortaklık kurduk. ÇEPAŞ A.Ş’nin bundan sonraki yatırımları da yurtdışında olacaktır.”
“GÖLDEN DENİZE, DENİZDEN OKYANUSLARA YELKEN AÇTIK” Eski AK Parti Zonguldak Milletvekili ve ÇEPAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Fazlı Erdoğan da, ÇEPAŞ A.Ş üzerinde ortaklık kurdukları İspanyol demir çelik devi Gestamp’ın iştiraklerinden Gonvarri MS şirketiyle, Perşembe günü ortaklık anlaşmasına imza attıklarını açıkladı. ÇEPAŞ’ın İttifak ve Erdoğan Metal şirketleri tarafından kurulduğunu, siyasi görevi nedeniyle ilk aşamada bu yeni grup şirketleriyle çok fazla ilgilenemediğini anlatan Erdoğan, “Sekiz buçuk yıl ÇEPAŞ, kendi ayakları üzerinde durdu. Bundan sonrasında da milletvekilliği görevimiz sona erdi. Bize bu görevi veren Zonguldak halkına ve AK Parti’nin Genel Başkanına, teşekkür ediyorum. Ama görev vermeyerek, ÇEPAŞ’ı büyütmeye ve dünyaya açmaya vesile oldukları için de Allah razı olsun. Grup firmalarımızda 360 kişi çalışıyor. Hedefimiz en az 500 ve sonrasında da bin çalışan.” dedi. Ereğli’de bir işadamı olarak ve Ereğli’deki yatırımlarıyla bu işe başladığını ifade eden Erdoğan, “Sonrasında da dünyaya açılan bir serüven. Biz suya gölde dalmaya başladık, sonra denizlere geçtik, denizleri aştık ve şimdi okyanuslara yelken açtık. Oralara geldikten sonra ayakta kalmak ve gemiyi batırmamak, belki oralara gelmekten çok daha zor.” şeklinde konuştu. Ortaklık anlaşmasına imza attıkları Gonvarri şirketiyle ilgili de bilgi veren Erdoğan, “Çok kurumsal ve ilkeli çalışıyorlar. İnsanı iğnenin deliğinden geçiriyorlar. Tam bir buçuk yıl ÇEPAŞ’ı incelediler. Bize gelmeden önce de Türkiye’de birkaç firmanın limanından geçmişler. Bizim ailemizi seçmişler. Gözümüzden anlamışlar, dürüstlüğümüzden anlamışlar, işimizden anlamışlar. Dışarıdan Türkiye’ye, Türkiye’den Ankara’ya, Ankara’dan Ereğli’ye bir köprü kurduk. Ereğli’den dünyaya bakarken, şimdi dünyadan Ereğli’ye bakmayı bildik.” görüşlerine yer verdi.
“TECRÜBEYİ, HİÇBİR SÜPERMARKETTE BULAMAZSINIZ” Grup şirketleri ÇEPAŞ’ın, sektörde hem rekabetin önünü açtığını, hem de sektöre yeni insanların girmesini sağladığını da vurgulayan Erdoğan, “Sonuç olarak ÇEPAŞ satıldı diyebilirsiniz, ÇEPAŞ kendini Avrupa’ya pazarladı diyebilirsiniz. Kim ne derse desin. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. 20 milyar civarında olan iki firmamız, şu anda Türkiye’ye aşağı-yukarı 180 milyar değerinde katma değer oluşturacak şekilde büyük bir firmanın içinde kendisini bulmuştur. Onun yüzde 49’u bize aittir. ÇEPAŞ yerinde duruyor, Türkiye’de duruyor. Yönetim Kurulu Başkanı da Fazlı Erdoğan’dır. Her şey altı yıllığına bize teslim edilmiştir. ÇEPAŞ’ı iyi bir noktaya getirdik, iyi bir evlilik yapıldı. Allah bizi mahcup etmesin. Artık ÇEPAŞ büyük bir oyuncu. Bunun merkezi de Karadeniz Ereğli’dir.” diye konuştu. 2011 yılında kendisiyle ilgili yapılan bir haberi ve son olarak da, geçtiğimiz hafta ortaklık kurulduktan sonra yapılan bir başka haberi, iki gazeteden gösteren Erdoğan, 2011 yılında yapılan haberle ilgili açtığı davayı kazandığını söyledi. Erdoğan, “Yargıda hesabını sordum, gerçekten milletvekili olmadığım zaman da bu hale geldim.” dedi. Ereğli ile ilgili değerlendirmelerini de paylaşan Erdoğan, “Ereğli gerçekten bir şeylere susamış. Kardeşliğe, birliğe susamış. Ekonomideki durağanlığı canlılığa dönüştürmeye susamış. Bu (bizim ortaklığımız) ona bir ivme katarsa ben kendimi mutlu hissederim.” ifadesine yer verdi. Ereğli TSO’nun Çin gezisine atıfta bulunan Erdoğan, kendisinin de geçmişte Çin’den makine aldığını ve makineden faydalanamadan hurdaya çıktığını söyledi. Erdoğan, şöyle dedi: “O zaman anladım ki, benim Çin’in değil, Ereğli’nin sanayicisine ihtiyacım var. Tecrübe denilen şey, rafta etiketle satılan bir şey, bir malzeme değildir. Tecrübe, gerçekten yaşanan bir şeydir. Hiçbir süpermarkette bulamazsınız. Ereğli’deki sanayicilerimizin de bizden beklentileri olursa, onların gece-gündüz emrindeyiz.”
“ARI ÇİÇEĞİ, ARAYAN CEVHERİ BULUR” Toplantının son bölümünde de basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan bir soru üzerine, şu şekilde konuştu: “Birileri ‘Milletvekili oldu, köşeyi döndü, trilyonları buldu’ diyor. Bu nasip işidir, hesap işi değildir. Milletvekili olmak dahi benim aklımda olan bir şey değildi. Ereğli’ye ekmek kazanmaya gelmiştim. Milletvekili olmadan önce, bizim tesislerimiz vardı. Milletvekili olunca işimin başında duramadım. Buradaki kaynak dışarıya aktarıldı. Demek ki, milletvekilliği beni yatırım olarak, sermaye olarak geciktirdi ve engelledi. Ama onun da ayrı bir durumu var. Seçilmiş 550 kişiden birisi olmuşuz. 76 milyonun içinde çok önemli bir görevi üstlenmişiz. Orası çok kutsal, şerefli bir mekan. Ama birbirimizi kıskanmayalım. Herkesin yolu açık olsun. Yerimize yeni gelen bir arkadaşımız var. Allah onun işini kolaylaştırsın. Yani o geldi bu gitti konularında Ereğli biraz fazla kaşınıyor. Oralara fazla girmek istemiyorum. Çok şeyler söyleniyor. İşimize, önümüze bakıyoruz. Aramıza duvar ördüğümüz kimse yok. Herkesi seviyor, işlerinin iyi yürümesini istiyoruz.”
Erdoğan, “Kısa vadedeki planlarınız arasında siyasi alanda yer almak yok mu?” sorusuna da, şu yanıtı verdi: “Üstat Necip Fazıl şöyle diyor; eğer bir madenin içerisinde cevher varsa, onun alıcısı uzaktan yakından arar onu bulur. Yani çiçek eğer bal verecekse, arı çiçeği bulur. Ama diyor, eğer o cevherin içi boşsa, tenekeyse, çıkar meydana bağırır, ‘Ey millet gelin beni bulun’ diye. Ben şimdi kendimi bunların içerisinde bir yere koyuyorum. Diyorum ki, ailem olduğu müddetçe yolda kalacağımı düşünmüyorum. Çünkü ben, varsa bir şey hayır yapmak istiyorum. Ereğli’de İmam Hatip Lisesi’nde öğretmenlik yaparken, çatısından su akıyordu. Hep hayalimdi. Görüştük ve nasip oldu, eğitime katkı olarak bir okul… Eşimin adına bir anaokulu var. Bir sağlık ocağımız var. İnşallah gelecekte, buraya ilahiyat fakültesinin bölümlerini açmak istiyoruz. Burada bir vakıf üniversitesi kurabiliriz. Ereğli Eğitim Vakfı’na 16 yıl sonra üye olabildik.”
“BİRİLERİ BENİM ELİMİ SIKMAYA KORKUYOR” İlçedeki tersanelerin durumunun sorulması üzerine de Erdoğan, şunları kaydetti: “Ereğli’de Ticaret ve Sanayi Odası var. Seçilmiş bir milletvekili var. Benim hiç kimseye elim uzak değil. Kalbim uzak değil. Bu konuda oluşturulacak her türlü platformda yer alabilir ve çözüm yolu sunmaya çalışırım. Orada 38 milyara mal olmuş bir havuzumuz var. Ereğli, o havuzu bir yolunu bularak, 5 yıllığına-10 yıllığına tamir-tahliye göreviyle kiralanmalı. Bunun üzerinde sıkı durulmalı. Tek başına olmuyorsa, hep birlikte kalkacak Ereğli ayağa. Bunu daha önce yapan Ereğli yine yapar. Ben milletvekili olduktan sonra herkesin işine koştum, milletvekilliğinden sonra da doğal olarak kendi işime koşuyorum. Bir tek kişi de, ‘sen kendi işine koşarken bizim de şöyle bir sorunumuz var’ dese de, ilgilenmemişsem Allah bu bedende bu canı koymasın. Ama birileri benim elimi sıkmaya korkuyor. Frengi hastası mıyım ben? Bir şey mi var?”
19 Kasım 2013 09:00
Eski AK Parti Zonguldak Milletvekili ve ÇEPAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Fazlı Erdoğan, İttifak Metal tesislerinde düzenlediği basın toplantısına, Erdoğan’ın eşi Saniye Erdoğan, iş ortağı Mustafa Çevik, ÇEPAŞ Genel Müdürü Ercan Kahraman, Erdoğan Metal Genel Müdürü Harun Erdoğan, İttifak Metal Genel Müdürü Tarık Babaoğlu, Erdoğan’ın oğulları Yasin ve Furkan Erdoğan ile şirket çalışanları katıldılar. Toplantıda konuşan Erdoğan’ın ortağı Mustafa Çevik, bir buçuk yıldan bu yana yurtdışında ortaklık çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Bu çalışmaların başarıyla sonuçlandığını dile getiren Çevik, bu işbirliğinin hem ülke hem de Ereğli ekonomisine katkı sağlayacağına inandığını söyledi. ÇEPAŞ Genel Müdürü Ercan Kahraman da, ÇEPAŞ A.Ş’nin 2003 yılında kurulan ve 68 ülkeye ürün pazarlayan büyük bir tesis olduğunu belirterek, şöyle dedi: “Fazlı Bey siyasetin içerisinde olduğu için, sanki Fazlı Bey’in siyasetinden dolayı ÇEPAŞ A.Ş bu kadar büyük işler yapıyormuş gibi bir durum ortaya çıkarıldı. Bu süreçte yaptığımız toplantılarda, Fazlı Bey’in siyasetinden dolayı şirketin zarar gördüğünü düşünüyor ve bunları konuşuyorduk. Olmamış süreçlerle ilgili, Fazlı Bey’in kamudan, Belediyelerden işler alındığına dair asılsız işler yapıldı. Halbuki 2003’te bizim Fazlı Bey’den aldığımız tek talimat, kamu kurumları ve belediyeler, devletle ilgili kuruluşlara ürün satmamamızdı. Bizler yalnızca yerel ve yurtdışı pazarına satış yapıyorduk. Ve 2011’de Fazlı Bey’in siyasetten sonra yeniden aramıza dönmesiyle, Ereğli bölgesinde ve İskenderun Payas’ta birer tesis ve yurtdışında büyük bir açılım içerisine girdik. Ve dünyanın 16 ülkesinde demir-çelik işi yapan bir şirketle de ortaklık kurduk. ÇEPAŞ A.Ş’nin bundan sonraki yatırımları da yurtdışında olacaktır.”
“GÖLDEN DENİZE, DENİZDEN OKYANUSLARA YELKEN AÇTIK” Eski AK Parti Zonguldak Milletvekili ve ÇEPAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Fazlı Erdoğan da, ÇEPAŞ A.Ş üzerinde ortaklık kurdukları İspanyol demir çelik devi Gestamp’ın iştiraklerinden Gonvarri MS şirketiyle, Perşembe günü ortaklık anlaşmasına imza attıklarını açıkladı. ÇEPAŞ’ın İttifak ve Erdoğan Metal şirketleri tarafından kurulduğunu, siyasi görevi nedeniyle ilk aşamada bu yeni grup şirketleriyle çok fazla ilgilenemediğini anlatan Erdoğan, “Sekiz buçuk yıl ÇEPAŞ, kendi ayakları üzerinde durdu. Bundan sonrasında da milletvekilliği görevimiz sona erdi. Bize bu görevi veren Zonguldak halkına ve AK Parti’nin Genel Başkanına, teşekkür ediyorum. Ama görev vermeyerek, ÇEPAŞ’ı büyütmeye ve dünyaya açmaya vesile oldukları için de Allah razı olsun. Grup firmalarımızda 360 kişi çalışıyor. Hedefimiz en az 500 ve sonrasında da bin çalışan.” dedi. Ereğli’de bir işadamı olarak ve Ereğli’deki yatırımlarıyla bu işe başladığını ifade eden Erdoğan, “Sonrasında da dünyaya açılan bir serüven. Biz suya gölde dalmaya başladık, sonra denizlere geçtik, denizleri aştık ve şimdi okyanuslara yelken açtık. Oralara geldikten sonra ayakta kalmak ve gemiyi batırmamak, belki oralara gelmekten çok daha zor.” şeklinde konuştu. Ortaklık anlaşmasına imza attıkları Gonvarri şirketiyle ilgili de bilgi veren Erdoğan, “Çok kurumsal ve ilkeli çalışıyorlar. İnsanı iğnenin deliğinden geçiriyorlar. Tam bir buçuk yıl ÇEPAŞ’ı incelediler. Bize gelmeden önce de Türkiye’de birkaç firmanın limanından geçmişler. Bizim ailemizi seçmişler. Gözümüzden anlamışlar, dürüstlüğümüzden anlamışlar, işimizden anlamışlar. Dışarıdan Türkiye’ye, Türkiye’den Ankara’ya, Ankara’dan Ereğli’ye bir köprü kurduk. Ereğli’den dünyaya bakarken, şimdi dünyadan Ereğli’ye bakmayı bildik.” görüşlerine yer verdi.
“TECRÜBEYİ, HİÇBİR SÜPERMARKETTE BULAMAZSINIZ” Grup şirketleri ÇEPAŞ’ın, sektörde hem rekabetin önünü açtığını, hem de sektöre yeni insanların girmesini sağladığını da vurgulayan Erdoğan, “Sonuç olarak ÇEPAŞ satıldı diyebilirsiniz, ÇEPAŞ kendini Avrupa’ya pazarladı diyebilirsiniz. Kim ne derse desin. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. 20 milyar civarında olan iki firmamız, şu anda Türkiye’ye aşağı-yukarı 180 milyar değerinde katma değer oluşturacak şekilde büyük bir firmanın içinde kendisini bulmuştur. Onun yüzde 49’u bize aittir. ÇEPAŞ yerinde duruyor, Türkiye’de duruyor. Yönetim Kurulu Başkanı da Fazlı Erdoğan’dır. Her şey altı yıllığına bize teslim edilmiştir. ÇEPAŞ’ı iyi bir noktaya getirdik, iyi bir evlilik yapıldı. Allah bizi mahcup etmesin. Artık ÇEPAŞ büyük bir oyuncu. Bunun merkezi de Karadeniz Ereğli’dir.” diye konuştu. 2011 yılında kendisiyle ilgili yapılan bir haberi ve son olarak da, geçtiğimiz hafta ortaklık kurulduktan sonra yapılan bir başka haberi, iki gazeteden gösteren Erdoğan, 2011 yılında yapılan haberle ilgili açtığı davayı kazandığını söyledi. Erdoğan, “Yargıda hesabını sordum, gerçekten milletvekili olmadığım zaman da bu hale geldim.” dedi. Ereğli ile ilgili değerlendirmelerini de paylaşan Erdoğan, “Ereğli gerçekten bir şeylere susamış. Kardeşliğe, birliğe susamış. Ekonomideki durağanlığı canlılığa dönüştürmeye susamış. Bu (bizim ortaklığımız) ona bir ivme katarsa ben kendimi mutlu hissederim.” ifadesine yer verdi. Ereğli TSO’nun Çin gezisine atıfta bulunan Erdoğan, kendisinin de geçmişte Çin’den makine aldığını ve makineden faydalanamadan hurdaya çıktığını söyledi. Erdoğan, şöyle dedi: “O zaman anladım ki, benim Çin’in değil, Ereğli’nin sanayicisine ihtiyacım var. Tecrübe denilen şey, rafta etiketle satılan bir şey, bir malzeme değildir. Tecrübe, gerçekten yaşanan bir şeydir. Hiçbir süpermarkette bulamazsınız. Ereğli’deki sanayicilerimizin de bizden beklentileri olursa, onların gece-gündüz emrindeyiz.”
“ARI ÇİÇEĞİ, ARAYAN CEVHERİ BULUR” Toplantının son bölümünde de basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan bir soru üzerine, şu şekilde konuştu: “Birileri ‘Milletvekili oldu, köşeyi döndü, trilyonları buldu’ diyor. Bu nasip işidir, hesap işi değildir. Milletvekili olmak dahi benim aklımda olan bir şey değildi. Ereğli’ye ekmek kazanmaya gelmiştim. Milletvekili olmadan önce, bizim tesislerimiz vardı. Milletvekili olunca işimin başında duramadım. Buradaki kaynak dışarıya aktarıldı. Demek ki, milletvekilliği beni yatırım olarak, sermaye olarak geciktirdi ve engelledi. Ama onun da ayrı bir durumu var. Seçilmiş 550 kişiden birisi olmuşuz. 76 milyonun içinde çok önemli bir görevi üstlenmişiz. Orası çok kutsal, şerefli bir mekan. Ama birbirimizi kıskanmayalım. Herkesin yolu açık olsun. Yerimize yeni gelen bir arkadaşımız var. Allah onun işini kolaylaştırsın. Yani o geldi bu gitti konularında Ereğli biraz fazla kaşınıyor. Oralara fazla girmek istemiyorum. Çok şeyler söyleniyor. İşimize, önümüze bakıyoruz. Aramıza duvar ördüğümüz kimse yok. Herkesi seviyor, işlerinin iyi yürümesini istiyoruz.”
Erdoğan, “Kısa vadedeki planlarınız arasında siyasi alanda yer almak yok mu?” sorusuna da, şu yanıtı verdi: “Üstat Necip Fazıl şöyle diyor; eğer bir madenin içerisinde cevher varsa, onun alıcısı uzaktan yakından arar onu bulur. Yani çiçek eğer bal verecekse, arı çiçeği bulur. Ama diyor, eğer o cevherin içi boşsa, tenekeyse, çıkar meydana bağırır, ‘Ey millet gelin beni bulun’ diye. Ben şimdi kendimi bunların içerisinde bir yere koyuyorum. Diyorum ki, ailem olduğu müddetçe yolda kalacağımı düşünmüyorum. Çünkü ben, varsa bir şey hayır yapmak istiyorum. Ereğli’de İmam Hatip Lisesi’nde öğretmenlik yaparken, çatısından su akıyordu. Hep hayalimdi. Görüştük ve nasip oldu, eğitime katkı olarak bir okul… Eşimin adına bir anaokulu var. Bir sağlık ocağımız var. İnşallah gelecekte, buraya ilahiyat fakültesinin bölümlerini açmak istiyoruz. Burada bir vakıf üniversitesi kurabiliriz. Ereğli Eğitim Vakfı’na 16 yıl sonra üye olabildik.”
“BİRİLERİ BENİM ELİMİ SIKMAYA KORKUYOR” İlçedeki tersanelerin durumunun sorulması üzerine de Erdoğan, şunları kaydetti: “Ereğli’de Ticaret ve Sanayi Odası var. Seçilmiş bir milletvekili var. Benim hiç kimseye elim uzak değil. Kalbim uzak değil. Bu konuda oluşturulacak her türlü platformda yer alabilir ve çözüm yolu sunmaya çalışırım. Orada 38 milyara mal olmuş bir havuzumuz var. Ereğli, o havuzu bir yolunu bularak, 5 yıllığına-10 yıllığına tamir-tahliye göreviyle kiralanmalı. Bunun üzerinde sıkı durulmalı. Tek başına olmuyorsa, hep birlikte kalkacak Ereğli ayağa. Bunu daha önce yapan Ereğli yine yapar. Ben milletvekili olduktan sonra herkesin işine koştum, milletvekilliğinden sonra da doğal olarak kendi işime koşuyorum. Bir tek kişi de, ‘sen kendi işine koşarken bizim de şöyle bir sorunumuz var’ dese de, ilgilenmemişsem Allah bu bedende bu canı koymasın. Ama birileri benim elimi sıkmaya korkuyor. Frengi hastası mıyım ben? Bir şey mi var?”