Ereğli’de ekonomik sıkıntıların, metal sektöründeki dibe vurmanın ve tersanelerin durmasının ardından iyiden iyiye boğaza dayanması, ilçeye üniversite kurulmasına yönelik düşüncelerin tozunu almıştı.
Hatırlarsınız, Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası geçtiğimiz yılın Mart ayında, Karaelmas Üniversitesi’nin adının Bülent Ecevit Üniversitesi olarak değiştirileceği öğrenilince, bunu Ereğli için bir fırsata dönüştürmek istedi. Çünkü 1992’de kurulan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nin adının değiştirilmesi demek, ulusal ve uluslararası arenada, akademik çalışmalar ve elde edilen sıralamanın sil baştan olması demekti.
Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası, o dönemde yazdığım yazıda da belirttiğim gibi, kimi yol-yöntem eksiklikleriyle bir girişimde bulundu. Ancak merhum Başbakanımız Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit’in ilçeye gelmesi de dâhil, bu çaba sonuçsuz kaldı.
Şimdi mevcut duruma bakarsak; ZKÜ’nün adı değişti, buna engel olunamadı. Ereğli’ye, daha doğrusu bir ilçeye üniversite kurmanın (bugünkü) yasal düzenlemelerle mümkün olmadığı gerçeğine çarptık. İkinci aşamaya geçildi ve Bülent Ecevit Üniversitesi’nden Ereğli’ye yeni fakülteler kurulması talep edildi. Ancak Rektörün açıklamasıyla, buna sıcak bakılmadığı da ortaya çıktı. Hatta üstüne üstlük, Ereğli’deki tek fakültemiz Ereğli Eğitim Fakültesi’nden de bir bölüm Zonguldak merkeze alındı. Kaldık mı ellerimiz kucağımızda?
Kalmadık efendim…
Hiçbir şey bitmiş değil. Öyle üzülmenin, sızlanmanın gereği yok. Yalnızca, bundan sonrasında neler yapabileceğimize bakarak yol alabiliriz. Geçmişi ısıtıp ısıtıp masaya koymaktan kime fayda gelmiş ki, bize de gelsin?
VAKIF ÜNİVERSİTESİ TSO’nun bu girişimlerinin daha dumanı üzerindeyken, 27 Mart 2012 tarihli yazımda ‘TSO keşke bu girişime başlarken CHP’li Milletvekilimiz Prof. Dr. Mehmet Haberal ile konuşup-görüşerek yola çıksaydı’ demiştim. Ardından da, ‘madem herkes bu kadar yürekten istiyor bir üniversiteyi, o halde gelin vakıf üniversitesinin üzerinde duralım’ diye eklemiştim.
O zaman herkes devlet üniversitesini konuşurken, ‘vakıf üniversitesi’ demem biraz garipsenmişti. Hatta, ‘vakıf kurmak-yönetmek, bir vakıf üniversitesi zor işler’ diyenler olmuştu. Aradan geçen süreçte, biraz önce sözünü ettiğim gelişmeler olunca vakıf üniversitesi düşüncesi, zihinlerde berraklaştı. Son günlerde gerek basın, gerekse basın dışındaki bazı isimler bunu yavaş yavaş dillendirmeye başladı. Hala sessiz kalanlar, Zonguldak’tan konuyu taze tutmaya çalışan Sayın Erhan Çakmak kadar ilgilenmeyenler de var Ereğli’de…
Bu süreci anımsayarak, nereden nereye geldiğimizi bir kez daha görmekte fayda var. Ve elbette, bir an önce harekete geçmekte de…
BİR ADIM DAHA ÖTEYE O günlerde ‘sivri’ gibi görünen, şimdi yavaş yavaş üzerinde konuşulmaya başlanan bu öneriyi, bir adım daha ileriye götürmek istiyorum.
Hatırlayalım; TSO Ereğli’ye üniversite için 500 bin liralık bir bütçe sözü vermişti. Ereğli’de, Belediyemiz ve ERDEMİR var. Türk Metal Sendikası, GMİS ve ERVAKSAN gibi, böyle bir oluşumda geri durmayacak kurumlar var. Eğitim için ellerini cebine atacağına inandığım, geniş yürekli işadamları var. Sadece bir işaret fişeği gerekiyor harekete geçmek için; sadece bir işaret fişeği…
Burada kurulabilecek bir vakıf üniversitesinin, her üniversitede olmayan kimi bölümlerle daha cazip kılınabileceğini, o sözünü ettiğim önceki yazıda ifade etmiştim.
Kalite Kontrol, Su Ürünleri, Otomotiv, Metalürji ve Malzeme, Maden, Makine, Gemi İnşaatı, Gemi Makineleri, Fındık Eksperliği, Elektronik Haberleşme, Elektronik, Deniz Ulaştırma ve İşletme, Deniz ve Liman İşletmeciliği, Endüstri, Bilgisayar, Organik Tarım…
Bu bölümlerin çoğunu bünyesinde barındıran bir üniversite, Ereğli’ye ne yakışır değil mi?
Gelelim şu ‘bir adım daha ileri’ konusuna…
Bunlar gibi bölümlerle zenginleştirilmiş vakıf üniversitemiz için; Türkiye Taşkömürü Kurumu, ERDEMİR, özel bazı maden şirketleri, yöremizdeki bazı büyük sanayi kuruluşlarından, bir staj olanağı sağlanması ve bununla birlikte her yıl belli bir sayıda mezuna istihdam garantisi verilmesine yönelik anlaşmalar yapılabilir. Bu istihdam garantisi konusu da, inanın üniversitenin tercih edilmesinde önemli faktörlerden birisi olacaktır.
Eylül’ün ilk haftasında, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne Denizcilik Fakültesi kurulmasına dair karar Resmi Gazete’de yayımlandı.
Van’ın, (eğer İran üzerinden Hazar Denizi’ne geçmeyi bir yana bırakırsak) en yakınındaki deniz olan Karadeniz’e uzaklığı yaklaşık 800 kilometre…
Ne demek istediğimi anlatabiliyorum değil mi?..
Tekraren;
Sadece bir işaret fişeği gerekiyor harekete geçmek için…
Sadece bir işaret fişeği…
Yorumlar?n?z;
»
Bu yazının işaret fişeğimiz olmasını diliyorum. -
Berrin Çilingir /
24 Eylül 2012- 14:30