Zonguldak Valisi Ahmet Çınar yayımlanan bir Cumhurbaşkanı kararnamesi ile “Mülkiye Başmüfettişi” oldu… Özeti şu: Çınar resmen kızağa çekildi… Onunla ilgili görevde kaldığı süre içinde çekekleri paldır küldür yıkması dışında hiçbir yazı kaleme almadım… Diğer tüm valiler gibi onunla da kişisel hiçbir görüşmem, kendinden herhangi bir talebim olmadı… Herkese açık toplantılar dışında aynı ortamlarda da bulunmadık… O kentin valisi, ben muhalif bir yazarı olarak kendi işimizi yaptık…
Bilen bilir pek çok vali için son derece sert yazılar kaleme aldım… Kimileri için yazdığım “Güle güle demeyeceğim Sayın Vali” başlıklı makalem hâlâ duruyor internette… Hiçbiriyle kişisel bir sorunum yoktu elbette… Tüm kavgam kentsel meselelerle ilgiliydi… Ahmet Çınar’a mesafeli duruşum, onun kişiliğinden kaynaklandı… En başta sanatçı ruhlu bir insandı… Yayımlanmış edebi nitelikli eserleri bulunan Vali sanata olan ilgisini göstermekten hiç geri durmadı… Diğerlerinden vaz geçtim BKM’nin tıklım tıkış salonunda, buram buram terlemeye aldırmadan amatör tiyatroları bile izledi örneğin…
SÖZCÜĞÜN TAM ANLAMIYLA BİR DÖNEM BÜROKRATIYDI
Hakkını teslim etmek lazım çalışkan bir insandı… Zonguldak’a ataması yapıldığında daha makamındaki koltuğu ısıtmadan Gümeli’deki anıt ağacın yanında aldı soluğu… Basına makam koltuğundan önce anıt ağacın yanında çekilmiş fotoğrafları düştü… Yetinmedi tüm ilçeleri karış karış gezdi… Davet edildiği neredeyse her toplantıya katıldı yüksünmeden… Katıldığı toplantıların sonuna kadar kalması dikkate değer bir konu olarak düştü notlarımın arasına… Kentin, kültürel doğal, tarihsel varlıklarını önemsedi… Onların korunması, gelecek kuşaklara aktarılması için pek çok proje geliştirdi hatta…
Evet, sözcüğün tam anlamıyla bir dönem bürokratıydı… Fikri dünyası, hayata bakışı, olayları kavrayışı ülkeye hakim olan zihniyetle aynıydı… Ama onu diğerlerinden ayıran farklı fikirlere de açık oluşuydu… Önceki valilerden farklı olarak muhalefetin elindeki belediyelerle de ilişki kurdu örneğin… Onların projelerine destek verdi, davet ettikleri toplantılara katıldı… Kimi okurların “Bir valinin bir belediye ile işbirliği yapmasından doğal ne var” dediğini duyar gibiyim… Ama AKP iktidarında devlet öylesine siyasallaşıp AKP ile iç içe geçti ki bu sıradan tutum bile alkışlanacak bir olay haline geldi…
UMARIM ENKAZ BIRAKAN VALİ OLARAK ANILMAZ
Ama kimi konulardaki tavrı da çok yanlıştı… Paldır küldür çekekleri yıkıp oraları bir enkaz halinde bırakması affedilir şey değildi mesela… Tekne sahibi yurttaşlarla hiçbir uzlaşma arayışına girmeden yıkıma başlanması, mustarip olduğumuz “ceberut devlet” anlayışının bugüne uzanan yüzü oldu resmen… Kendisi ne kadar farkındaydı bilmiyorum ama bu geliştirilmeye çalışılan çağdaş yönetim anlayışına da aykırı bir tutumdu… Günümüzün yönetim anlayışı toplumda en geniş uzlaşıyı yaratmayı, sorunlara birlikte çözüm bulmayı, sorunun parçası değil çözümün ortağı olmayı hedefliyordu çünkü…
Ahmet Çınar 16 ay gibi kısa bir sürede ayrıldı görevinden… Bunda denildiği gibi AKP’li yerel yöneticilerle yaşadığı sorunların payı var mı, bilmiyorum gerçekten… Bunun benim için önemi de yok… O, 16 ayda birçok valinin yıllara sığdıramadığı işleri başlattı, bitiremeden gitti… Umarım gelen Vali “Devlette devamlılık esastır” der arkada kalan enkazı temizlemek için yapılan projelere devam eder… Aksi durumda Çınar’ın adı uzun yıllar o enkazla birlikte anılır olacak… Bu da onun için kötü olacak elbette… AKP döneminde atandığı halde farklı profil çizmeyi başaran Ahmet Çınar’a yaşamında başarılar diliyorum…