Van Gogh’un ‘Yıldızlı Gece’sinden, ay ışığını hiç görmeyen kıza
13 Temmuz 2016 18:42
Bulunduğunuz kentin ışıkları dikkatinizi dağıtmadan ve görüşünüzün doğallığını bozmadan, gökyüzünü tüm çıplaklığıyla görebilmenizin nasıl olacağını hiç merak ettiniz mi?
Paris’te yaşayan Fotoğrafçı Thierry Cohen, bu merakını bir adım ileriye taşıdı ve ışık kirliliği nedeniyle insanların gökyüzünün aslında nasıl göründüğünü bile bilmediği ya da unuttuğu kentlerin, tümüyle karanlıkta nasıl gökyüzüyle bütünleştiklerini gösteren bir çalışma hazırladı.
Özellikle, metropol olarak isimlendirilen büyük kentlerde, gökdelenlerin, gözalıcı reklam tabelalarının, kent aydınlatmalarının ve diğer tüm ışıkların, gökyüzünü ve yıldızları görmemizi engellediğini düşünen Fotoğrafçı Thierry Cohen, bu çalışması için ilk olarak bazı kentleri belirledi. Londra, Şikago, Paris, Sao Paulo, New York, Şangay, Los Angeles, Tokyo, San Francisco, Rio de Janerio, Hong Kong yerleşimlerini seçerek işe koyulan Cohen, ilk olarak bu yerleşimlerdeki çeşitli noktalardan kent siluetleri fotoğrafları çekti.
Ardından, her bir yerleşimle aynı enlemde bulunan ancak ışık kirliliği olmayan bölgelerden de gökyüzü fotoğrafları çekti. Her bir kentin siluet fotoğrafını, o kentle aynı enlemde bulunan diğer bölgeden çektiği gökyüzü fotoğrafıyla birleştiren sanatçı, bu büyük kentlerin hiç elektrik ve ışık olmaksızın nasıl görüneceğini ortaya koydu.[1]
Bu yöntemle Cohen, Batı Sahra’nın berrak gökyüzünü aynı enlemdeki Şangay’ın kent siluetiyle, Montana’da çektiği ve yıldızların ışıldadığı gökyüzü fotoğraflarını ise aynı enlemdeki Paris’in kent siluetleriyle birleştirdi. [2]
Işık kirliliği olmaksızın, kentin siluetiyle gökyüzündeki yıldızların birleştiği ve yalnızca gökyüzünün aydınlattığı bir Paris, Londra, Şikago, Sao Paulo, New York, Şangay, Los Angeles, Tokyo, San Francisco, Rio de Janerio ve Hong Kong… Sonuç gerçekten çarpıcı ve etkileciydi. Fotoğrafçı Thierry Cohen’in hazırladığı bu fotoğraflar, Villes éteintes (Darkened Cities) başlığı altında; İtalya’dan Arabistan’a, Moskova’dan Brezilya’ya, Almanya’dan İngiltere’ye pek çok ülkede ve 16 ayrı sergide sanatseverlere sunuldu.
PBS’te Thierry Cohen’in çalışmasıyla ilgili bir makale hazırlayan Astronomi Profesörü Andrew Fraknoi, gökyüzünü dahi aydınlatan gereksiz ve işe yaramaz yapay ışıkların inanılmaz bir ışık kirliliği oluşturarak, insanların gökyüzünü geniş bir perspektiften tüm çıplaklığıyla görebilme haklarını ellerinden aldığını yazdı. [3] Yanlış ve gereksiz aydınlatmanın her yıl milyarlarca dolara mal olduğunu anlatan Profesör Fraknoi, şöyle devam etti: “Bugün hayatta olan insanların yüzde 80’inin, Samanyolu’nu hiç görmediği tahmin ediliyor. Güney Kaliforniya’da 1900’lı yıllarda yaşanan geniş ölçekli bir elektrik kesintisi sırasında, Los Angeles sakinleri 911’i arayarak gökyüzünde gezinen tuhaf şeyler gördüklerini bildirdiler.” Los Angeleslıların yapay ışıklarla kirlenmemiş gökyüzünde tüm çıplaklığıyla gördükleri ve o güne dek böylesine iyi göremedikleri için garipsedikleri “tuhaf şeyler”, yıldızlar ve diğer gökcisimlerdi. Telegraph’ın 4 Haziran 2008’deki haberine göre ise, Güney Galler’de polisi arayan bir kişi, “parlak ve sabit bir UFO’nun en az yarım saatten bu yana aynı yerde öylece durduğunu” söylüyordu. [4] Tahmin ettiğiniz gibi… O “aynı yerde oyalanıp duran parlak ve sabit UFO”, Ay idi.
International Dark-Sky Association isimli organizasyon da, milyonlarca çocuğun Samanyolu’nu görebilmekten mahrum olduğuna işaret ederken, kötü aydınlatmanın neden olduğu ekonomik kayıpla birlikte, hem insan hem hayvan sağlığına zarar verdiğini ve ekosistemi olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor. [5]
Her geçen gün büyüyen kentlerle birlikte, önü alınamaz biçimde artan ışık ve hava kirliliği hiç kuşku yok ki, evreni gözlemleme yeteneğimizi azaltıyor.
Fotoğrafçı Thierry Cohen’in bu çalışmaya imza attığı ülkesi Fransa’da, Hollandalı ressam Van Gogh, bundan tam 127 yıl önce kaldığı sanatoryumda odasındaki pencereden, Saint-Rémy-de-Provence köyünün gece vakti görünüşünü resmettiği ünlü “Yıldızlı Gece” tablosunu yapmıştı.
Bugün ise, Saint Rémy’den Samanyolu görülemiyor. Acaba Van Gogh hayatta olsaydı, yeni bir “Yıldızlı Gece” yapabilmek için, yapay ışıklarla kirlettiğimiz gökyüzünden böylesine ilham alabilir miydi?
Beethoven’a “Ay Işığı Sonatı”nı yazdıran, “Ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?” sözlerinin sahibi görme engelli kıza dönüşmüyor muyuz her birimiz “göz göre göre”?