Köksal Toptan…
1963’te Adalet Partisi (AP)’nin Gençlik Kolları’nda aktif siyasete başladığını düşünürsek, siyasi kariyerinin 50. yılında…
Devlet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür Bakanlığı ve son olarak da TBMM Başkanlığı görevlerinde bulundu.
6 kez Zonguldak’tan, 2 kez Bartın’dan milletvekili seçildi…
80’deki askeri müdahale ve 1999’da aday olup seçilememesi gibi kesintilerle, toplamda 36 yıldır milletvekilliği yapıyor.
Toptan’ın geçtiğimiz günlerde Zonguldak’ta katıldığı bir davetteki sözlerini okumak, benim için kaçınılmaz bir sorgulamayı da beraberinde getirdi. Kimi zaman ancak belki bir avuç insan tarafından ‘Toptan’ın Zonguldak’a ne kazandırdığı’ bağlamında yapılan eleştirilere şahit olduk. Ne yazık ki, pek bir şeyin değiştiği yok!..
Tekrar ve tekrar soruyorum kendime…
50 yıllık siyasi, 36 yıllık milletvekilliği yaşamında, Toptan Zonguldak için ne yaptı?
Yanıt bulamıyorum…
‘Acaba ben mi bir şey kaçırıyorum’ diye düşünerek, görüşlerine, ülke ve kent gündemini iyi izlediklerine inandığım eşe, dosta soruyorum…
Hem AK Partili yöneticilere, hem AK Parti’ye uzak siyasi görüş benimsemişlere soruyorum…
Yalnızca Zonguldak’a üniversitenin kendisinin Milli Eğitim Bakanlığı döneminde kurulması ve Can Polat Pamay Hocamızın çabalarıyla kapalı spor salonu yapılması anımsanıyor. Bir de, Bartın ve Karabük’ün Zonguldak’tan ayrılarak il statüsü kazanmalarının mimarı olması…
1991’de Bartın’ın, 1995’te de Karabük’ün il olması için mücadele eden Toptan, birkaç ay önce ‘Zonguldak ile Bartın’ın birleşerek büyükşehir barajını geçmesi’nden söz ederken, bugün de ‘Zonguldak, Bartın ve Karabük’ün birleşmesi’ önerisinde bulunuyor.
Sormazlar mı ‘madem neden kopardın Zonguldak’ın iki kolunu’ diye?
Sormuyorlar…
Aynı Toptan, yine bu davette ERDEMİR’in ‘Ereğli’den koptuğunu’ ifade ediyor.
Sormazlar mı…
Siz ki koskoca Meclis Başkanı, Ereğli’ye ne verdiniz?
ERDEMİR özelleşirken milletvekili değil miydiniz?
Hadi özelleşti, ERDEMİR büyüsün diye ne yaptınız?
Şirket ‘ölüm sarmalındayız’ diyorken, işçilerin maaşı aşağı çekiliyorken; işçi için, işveren için, Ereğli için ne yaptınız?
Sormuyorlar…
Zonguldak’a gelen hükümet yöneticileri, yatırımlar konusunda kenti ihmal ettiklerini, bizzat kendileri itiraf ederken; herhalde ‘Köksal Toptan’sız bir Zonguldak’, bugünkünden daha kötü olamazdı diye düşünmeden edemiyorum.
Köksal Toptan denildiğinde, en aradığım şey ‘vefa’ oluyor.
Kendisini 6 kez milletvekili seçen Zonguldak ve Ereğli’ye hiç değilse bile, ‘bir vefa borcu’ vardır. Ve bugün bu beklenti havada asılı kalıyorsa, o borcu ödediğini de söylememiz mümkün değil.
Anımsatmadan geçmek zor; demokrasinin en yüce temsil noktası olan Meclis’e başkanlık etmiş Toptan’ın, aynı topraklarda doğduğu, bir yıl arayla aynı lisede okuduğu, eski dostu, eski arkadaşı…
Prof. Dr. Mehmet Haberal…
13 Nisan 2009’da gözaltına alınmasından itibaren özgürlüğünden yoksun, 17 Nisan 2009’da başlayan tutukluluğu, önümüzdeki ay 4 yılı bulacak. 12 Haziran 2011’de, tıpkı Toptan gibi Zonguldak halkı tarafından milletvekili seçildi. Ancak Meclis’te değil, Silivri’de bugün, tutuklu…
Sayın Toptan, hemşehrisi, okul arkadaşı, eski dostu ve şimdiki görevdaşı Haberal için, dört yıldan bu yana tek kelime etmedi.
Geçtim hemşehrilikten…
Arkadaşlıktan…
Dostluktan…
Bir hukukçu olmasından…
Demokrasi adına bile…
Tek kelime etmedi…
Şair Yahya Kemal’in şiirlerini çeviren bir Batılı, ‘vefa’ kelimesinin kendi dillerinde karşılığını bulamaz. Yerine hangi kelimeyi yazması gerektiğini sorunca Yahya Kemal’in, “Vefa kelimesini olduğu gibi yaz.” cevabını verdiği söylenir.
Siz karar verin şimdi:
Toptan’da var mı dersiniz, karşılığı ‘vefa’nın?
Yorumlar?n?z;
»
yahya kemal yerine,yahya demirel deseydiniz köksal toptanda karşılık bulurdu:)) -
servet tunç /
12 Mart 2013- 21:08