Bir şeyler olur hayatta.
Durup durken, ansızın.
Bir anın içinde bir yıl,
Dışında küçük, içinde büyük.
Bir tutam parıltı, biraz şekerli, bir parça hayali.
Biriktirmeye başlarsın bunları:
Aşk gibi, yağmur gibi, hiç duyulmamış gibi…
Ve özlersin memleketin gibi.
Vakit, tan vaktidir, olması gerekenler için.
Hazır mıdır üçüncü şahıs buna?
O kalp atışları, bir kuşunki kadar masum mudur?
Ne çok şey isterim şu hayattan, doğru mudur biriktirdiğim kırıntılar? Oysa ben değil miyim, “Beklentiler yaralar” diyen.
Suları dondurur, zaman.
Karışır nefesin, havaya.
Ne çabuk geçti şu yıllar, sahi kim kırmıştı kum saatini? Oysa biz değil miydik, saniyelerin nabzını tutan?
Örülmüştü, bir ağın ipleri.
O iplerdi seni yavaş yavaş boğan.
Kader demiştin değil mi fısıltıyla?
Elbette, yorgunluğumuzun sebebi balıklar,
Şu rakı, şu kadın, şu kış.
Ne hızlı değişti duygular, deryada bir damla su arayanlar nereye kayboldu, nereye savurdu rüzgar, pervanelerin külünü?
İçten içe kurudu, çınarın yaprakları,
Bir anın içinde bir karınca,
Taşıdı yuvasına hayallerini.